Hakkaniyet, emniyet ve adaletin büsbütün kaybolduğu, insan haysiyetinin alenen çiğnenmeye başladığı bir ortamda miladi 7. asrın başında Mekke’de nazil olmaya başlayan Kur’ân-ı Kerîm, Allah’a kul olmayı, dünyayı imar vazifesini hakkaniyet ve liyakat çerçevesinde gerçekleştirmeyi ve emaneti ehline vermeyi talep etmekteydi. Bu yüce değerlerin anlaşılması ve yaşanması için ilk tefsirlerde öncelikle Kur’ân’ın dil yapısı ile fıkhî ve kelâmî yönleri üzerinde duruldu ve bu dönemde önemli kurucu metinler kaleme alındı. Ancak bu çok yönlü tefsir çalışmalarına rağmen Kur’ân’ın ana eksenini oluşturan ahlâkî boyutuyla ilgili müstakil bir tefsir türü çalışılmadı.
Bu makalede, ahlâkın mahiyeti, Kur’ân’ın ahlâkî boyutu, Kur’ân’ın tümünü kapsayan ahlâkî tefsirin imkânı gibi hususlar ele alınarak bu yeni tefsir türü teklifi tanımlanmıştır. Keza çalışmada Kur’ân’ın ahlâkî tefsirini mümkün kılan temel dayanakların neler olabileceği üzerinde durulmuştur. Ahlâkî tefsirin imkânı ve lüzumu ile ilgili Kur’ân başta olmak üzere sünnet, klasik ve çağdaş tefsirler ve konuyla ilgili yapılan diğer ilmî çalışmalardan veriler toplanarak analizler yapmak suretiyle sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışma neticesinde yeni bir tefsir türü olarak Kur’ân’ın ahlâkî tefsirinin mümkün olduğu anlaşılmış, bu yeni tefsir türünün dinî değerleri insana ve topluma ulaştırmada çok daha etkili olacağı sonucuna varılmıştır.
Kur'ân Tefsiri Ahâkî Tefsir Değerler Bireysel Ahlâk toplumsal ahlâk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 35 Sayı: 35 |