Osmanlı döneminde 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında sansür uygulamaları ve halkın tiyatroya olan tepkilerinin gölgesinde tiyatro binalarının inşaatları gerçekleştirilmiştir. Tepkiler ve sansüre rağmen tiyatro seyircisi tiyatroya gitmekten vazgeçmemiş ve özellikle 1886 yılından itibaren Şehzadebaşı tiyatroları Ramazan eğlenceleri ile özdeşleşen ve Ramazan gecelerinin en vazgeçilmez mekânları haline gelmiştir. Şehzadebaşı bölgesinde geçici, kaldırılabilir ve çoğunlukla “palanka” ya da “salaş” olarak ifade edilen strüktürler tiyatro olarak kullanılmıştır. Bu yapılar insan yüküne ve yangına karşı devamlı kontrol altında tutulmuşlar ve süreleri Ramazan ayıyla sınırlı olduğundan zaman geçirilmeden yıkılmaları istenmiştir. Salaş yapıların etrafının kâgir duvarlarla çevrilerek ve mevcudu genişletmeden kullanılması ve yangın önlemlerinin alınması gerekmiştir. Ancak 1899 yılındaki bir kararla kâgir olarak yeniden inşaları gündeme gelmiş, pek çok tiyatro sahibinin maddi güçlükler içinde olmasına rağmen 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yapıların kâgir olarak inşası gerçekleşmiştir. Bu çalışmada tiyatro seyircisinin yoğun ilgi gösterdiği Şehzadebaşı bölgesinde bulunan geçici ve salaş tiyatroların yapısal denetimleri ve kâgir olarak yeniden inşalarına ilişkin süreç arşiv belgeleri ışığında incelenmiştir.
In the late 19th and early 20th centuries, the construction of theater buildings was carried out in the shadow of censorship practices and public reaction to the theatre. Despite the reactions and censorship, the theater audience did not give up going to the theater, and especially since 1886, Şehzadebaşı theaters became the most indispensable places of Ramadan nights, identified with Ramadan entertainments. In the Şehzadebaşı region, temporary, removable structures often referred to as "redoubt" (palanka) or "shabby" (salaş) were used as theaters. These structures were constantly kept under control against human load and fire, and since their duration was limited to the month of Ramadan, they were requested to be demolished without delay. It was necessary to use the shabby (salaş) buildings by surrounding them with masonry walls and without expanding the existing building and to take fire precautions. However, with a decision in 1899, their reconstruction as masonry came to the fore, and despite the financial difficulties of many theater owners, the buildings were built as masonry in the first quarter of the 20th century. In this study, the process of structural inspections and reconstruction as masonry of temporary and shabby (salaş) theaters in the Şehzadebaşı region, where theater audiences show great interest, has been examined in the light of archive documents.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 1 |