Tasarım; kültür, teknik, sanat, sosyoloji gibi birçok alanı içinde barındırır. Pozisyonu gereği bir tampon bölge oluşturan tasarım hayatın kendiliği ile direkt ve dolaylı ilişkilerdedir. Farklı alanlardan girdilerin organizasyonu tasarımın özünde yatan nüvelerdendir. Tasarlanmış obje; ihtiyacın, estetik ve ergonomik olarak çözümlenmesi noktasında kültür ve tekniğin bir birleşimi, yaşayışı ve alışkanlığı biçimlendiren bir varlıktır. Tasarım paradigmaları sadece konvansiyonel veriyle oluşturulduğunda zamanın ruhunun dışında kalır. Zamanda hareket eden ihtiyaçlar ve kültür tasarımı şekillendirir. Bu şekilleniş yaşayışın tasviridir. Şekillenmiş çevre, mekanlarda ve metalarda hareket barındırır, değişir, dinamiktir. Tasarım da en temelde dinamik bir yapıda olan ve zaman dahilinde biçimlenen bir olgudur. Bu yapıyı negatif-pozitif yönde kullanabilme kabiliyeti tasarımcının sorumluluğundadır. Kültürden var olan tasarımsal nüve yine kültürü oluşturan bir noktaya varır.
Bu çalışma zanaattan günümüze kadar tasarım sürecinde metaların tanımlanmalarından, toplumsal nüvelerinden, anlamlarından ve içeriklerinden kesitler tartışarak günümüz tasarım objesinin gerçekliğimizdeki yerini anlamlandırmayı amaçlamaktadır. Kültür, tüketim, meta gibi kavramlar üzerinden tasarım ile ilgi-ilişki tartışılmış ve 21. Yüzyıl modern dünyasının oluşumundan hareketle tasarımın ve tasarımcının durduğu/durması gereken yere bir bakış sağlamaktadır.
Design is a phenomenon encompassing multiple fields such as culture, technique, art, and sociology. The design, which constitutes a kind of buffer zone due to its position, exists in direct and indirect relations with the ipseity of life. In a multidisciplinary structure, the organization of inputs from each different field is one of the core elements at the heart of design. The designed object, on the other hand, is an entity emerging from the combination of culture and technique in terms of providing an aesthetic and ergonomic solution to the existing need and having the potency to shape the way of living and habit. The paradigms used in design fall outside the zeitgeist when created solely based on conventional data and pre-existing knowledge. The needs and culture that move alongside time also form the essence of culture. This formation, in fact, is a depiction of the way of life. The shaped environment, again, involves movement whether with places or metas; it evolves and changes with a dynamic nature. The design is also a phenomenon that shares this dynamism in the most basic sense and takes form within its own timeframe. The ability to use this dynamic nature either in a negative or positive direction finds existence under the responsibility of the designer. The design-related core that is created by the culture, once again, reaches a point where it creates the culture.
The purpose of this study is to interpret the role of the contemporary design object in our reality by discussing sections from the definitions of metas as well as from the meanings attributed to their social cores and contents within the design process from industrial production to our present day. In this regard, the study discusses the relevance and relation of the design to the concepts of culture, consumption, and meta. Moreover, based on the formation of the 21st-century modern world, this interpretation process provides an insight into the place where the design and designer stand and should stand.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Uluslararası Sosyal Bilimler Akademik Araştırmalar Dergisi / International of Social Sciences Academic Researches