The research aims to gather information about the linguistic landscape of Uyghurs living in İstanbul, with a focus on the examples of Zeytinburnu and Sefaköy, and to contribute to the field. The primary objective of linguistic landscape research is to better analyze and elucidate the social, cultural, political, and economic conditions of a community. In recent studies on the linguistic landscape of Istanbul, little attention has been given to the linguistic presence of Uyghurs living in the city. However, field studies indicate that Uyghurs with a significant population in İstanbul have formed an intriguing linguistic landscape within their own community. The prohibition of Uyghur language in their homeland and the suppression of their language have compelled them to strive for the preservation and perpetuation of their native language in other lands, creating a unique linguistic environment. The example of İstanbul (the case study of Zeytinburnu and Sefaköy) where they have formed a new linguistic landscape is noteworthy. The Uyghur linguistic landscape in Istanbul differs significantly from that of the Arabic-speaking community in Berlin, the Russian or Kyrgyz linguistic landscape of Uyghurs in Bishkek, and the Russian or Uzbek linguistic environment of Uyghurs in Uzbekistan. Moreover, the linguistic environment created by Uyghurs in İstanbul appears to be a rare phenomenon among other Turkic communities, such as Kazakhs, Kyrgyz, and Uzbeks, who migrated to and settled in Turkey, resembling a situation rarely encountered among these groups.
Uyghurs Migration Linguistic Landscape Analysis Zeytinburnu Sefaköy
Bu makalenin araştırma konusu İstanbul’da (Zeytinburnu ve Sefaköy örneği) yaşayan Uygurların dilsel çevresi ile ilgili olup aynı zamanda bu konuda bilgi edinmek ve katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Dilsel çevre araştırmalarının asıl amacı bir toplumun sosyal, kültürel, politik ve ekonomik durumunu daha iyi analiz etmek ve açıklığa kavuşturmaktır. Son yıllarda İstanbul’un dilsel çevresi ile ilgili yapılan çalışmalarda, İstanbul’da yaşayan Uygurların dilsel varlığından neredeyse hiç bahsedilmemiştir. Oysaki yapılan saha çalışmaları, İstanbul’da belli bir nüfusa sahip Uygurların kendi toplulukları arasında çok ilginç bir dilsel çevre oluşturduğunu gösteriyor. Çünkü kendi ana vatanlarında Uygur Türkçesinin yasaklanması ve dillerinin kullanılmaması, onları yaşam mücadelesi verdiği diğer topraklarda kendi ana dillerini koruma ve yaşatma çabasına sevk etmiştir. Bunların içinde yeni bir dilsel çevre oluşturdukları İstanbul örneği (Zeytinburnu ve Sefaköy örneği) dikkate değerdir. İstanbul örneğindeki Uygurların oluşturduğu Uygur Türkçesi dilsel çevre, Berlin’deki Arapların Arapça çevresi, Bişkek’teki Uygurların Rusça veya Kırgız Türkçesi çevresi, Özbekistan’daki Uygurların Rusça veya Özbek Türkçesi dil çevresinden çok farklı görünmektedir. Aynı zamanda İstanbul örneğindeki Uygurların oluşturduğu dil çevresi, Uygurlar gibi Türkiye’ye göç edip yerleşen Kazak, Kırgız, Özbek gibi diğer Türk toplulukları arasında nadir rastlanan bir durum olarak gözükmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güney-Doğu (Yeni Uygur/Özbek) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Toplumsal Dilbilim |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 11 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 11 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 23 |