Causation is generally a concept that means events or phenomena are related and dependent on each other, results are explained by a cause, or causes constantly create certain results, and the history of the subject dates back to Aristotle. In the context of causes giving the same results, is the relationship between cause and effect necessary or not? The history of philosophy has an extensive literature on these discussions. In this context, there are enough resources on the subject in philosophy. Philosophers have discussed the issue in the context of metaphysics, ontology and epistemology. Essentially, there is no consensus on the subject among philosophers. Islamic theologians have also shown great interest in the issue of causality. As a result, causality has become one of the main subjects of theology. Theologians generally addressed philosophers on the issue of causality and developed their own arguments against them. Thus, very important arguments have been put forward in the context of causality in the kalam literature. There is a very important accumulation of knowledge about causality in the works of theologians, led by Mu'tazili theologians. Ash'arite theologians, like the Mu'tazila sect, have come to the fore on the subject of causality. The understanding of causality in Ash'arism is presented in harmony with other theological views and includes a form that protects the absolute power of Allah. According to Ash'arite theologians, the universe operates in an orderly manner in accordance with the law of Allah. Everything in the world has a purpose. Within the framework of this purpose, Allah created the cause-effect relationship as required by the custom of Allah. Although there is a relationship between cause and effect, this is not a necessary relationship. In other words, according to Ash'arite theologians, even if all the reasons come together, these reasons may sometimes not lead to a result. According to them, the cause-and-effect relationship is a regular appearance that emerges when things are created in a certain order and sequence. Ash'arites generally view the causality advocated by philosophers as a trap created by unbelieving scientists and that it reduces the power of God over His property. Theologians, who also touch upon the phenomenon called wisdom in the context of causality, see it as a tool for understanding the cause-effect relationship between events. They put forward tradition to explain this. According to Ash'arite theologians, while we need a cause-and-effect relationship to understand events, God does not need a cause to create. Developments in today's world explained in the context of cause-effect relationship shed light on causality. Scientific developments in the last century indicate that the universe came into being at a certain time. When looked at, a continuity and change is observed in the universe, and according to theologians, this development is nothing but continuous creation. Teftâzânî also thinks generally in parallel with the views of the Ash'ari sect on the subject of causality. In this article, Teftâzânî's views on causality and the theological evidence regarding succession, which he considers in the context of causality, will be discussed.
İlliyet ya da nedensellik genel olarak olayların veya olguların birbiriyle ilişkili ve bağlı olması, sonuçların bir nedene bağlanarak açıklanması ya da nedenlerin belirli sonuçları sürekli olarak yaratması şeklinde tanımlanan bir kavramdır. Mazisi Aristotales’e kadar uzanan bu kavram üzerine gerek klasik dönem gerekse modern zamanlarda yapılmış pek çok çalışma bulunmaktadır. Konuyla ilgilenen alanlardan biri olan Felsefe tarihi, sebep-sonuç arasındaki ilişkinin zorunlu olup olmadığı ve nedenlerin aynı neticelere ulaştırıp ulaştırmadığı tartışmaları üzerine yoğun bir literatüre sahiptir. Dolayısıyla konu hakkında yeterince kaynak bulunmaktadır. Filozoflar konuyu metafizik, ontoloji ve epistemoloji bağlamında ele almışlardır. Bakıldığında felsefeciler arasında konu hakkında bir konsensüs sağlanmış değildir. Örneğin ateist ve teist filozoflar illiyet konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Bunun yanında nedensellik konusuna İslam kelâmcıları da büyük bir ilgi göstermiştir. Zamanla nedensellik kelâm ilminin de ana konularından birisi olmuştur. Böylece kelâm literatüründe nedensellik bağlamında çok önemli çalışmalar ortaya konulmuştur. Kelâmcılar genel olarak illiyet meselesinde felsefecileri muhatap alarak onlara karşı kendi argümanlarını geliştirmişlerdir. Başını Mu‘tezilî kelamcılarının çektiği kelamcıların eserlerinde nedensellikle ilgili çok önemli bir birikim mevcuttur. Eş‘arî kelâmcıları da Mu‘tezile mezhebi gibi nedensellik konusunda öne çıkmıştır. Onların illiyet anlayışı diğer kelâmi görüşleriyle uyumlu bir şekilde sunularak Allah’ın mutlak kudretini koruyan bir şekil ihtiva etmektedir. Eş‘arîlere göre kâinat, âdetullah gereği süregelen düzenli bir işleyiş içindedir. Dünyadaki her şeyin bir gayesi vardır. Bu gaye çerçevesinde Allah âdetullah gereği sebep-sonuç ilişkisini yaratmıştır. Sebep sonuç arasında bir ilişki görülmekle beraber bu zorunlu bir ilişki değildir. Yani Eş‘arî kelamcılara göre tüm sebepler bir araya gelse dahi bu sebepler bazen bir sonuca yol açmayabilir. Onlara göre sebep sonuç ilişkisi eşyanın belirli bir düzen ve silsile halinde yaratılmasında ortaya çıkan düzenli bir görüntüdür. Eş‘arîler genel olarak felsefecilerin savunduğu nedenselliği, inkârcı bilim adamlarının ürettiği bir tuzak olarak görüp Allah’ın mülkündeki gücünü azalttığı görüşündedirler. Nedensellik bağlamında hikmet denilen olguya da değinen kelâmcılar onu olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkisinin anlaşılması için bir araç olarak görmektedirler. Bunu da izah etmek için âdetullahı öne sürerler. Eş‘arî kelamcılarına göre bizim olayları anlayabilmemiz için sebep sonuç ilişkisine ihtiyacımız varken Allah'ın yaratmak için sebebe ihtiyacı yoktur. Sebep-sonuç ilişkisi bağlamında açıklanan günümüz dünyasındaki gelişmeler nedenselliğe ışık tutar niteliktedir. Son asırdaki bilimsel gelişmeler evrenin belirli bir zamanda meydana geldiğine işaret etmektedir. Bakıldığında evrende bir süreklilik ve değişim gözlemlenmektedir ki kelamcılara göre bu gelişim sürekli yaratmadan başka bir şey değildir. Teftâzânî de illiyet konusunda genel olarak Eş‘arî mezhebinin görüşleri ile paralel düşünmektedir. Bu makalede Teftâzânî’nin illiyet hakkındaki görüşleri ile illiyet bağlamında ele aldığı teselsül ile ilgili kelâmî delilleri ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ağustos 2023 |
Kabul Tarihi | 4 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |