The fact of immigration, which means that humans relocate geographically in accordance with definite purposes (economical, political, social), brings about a sociological activation. Although immigration means individual’s departure and disengagement from his main place, origin, essence, he has to go, rupture, and immigrate in view of negation, inadequacy of living conditions and attraction of positive conditions. Literature and especially novel, which reflects tragedy of individual having no alternative about with the modernity and the reality of human by subjective plans and benefiting from the whole possibilities of the language, contains socio-psychological breakings migration, which has the power of influence on all the things about human, leads to and cultural shifts in itself as a fictional richness. Turkish society’s immigration adventure starting in 1950 subjects to novels by shaping sociological identity on social and historical basis. The fact of internal and external migration and effects of migration, which are handled in Turkish novels written between 1980 and 1990, are tried to be reflected in our 10 novelists’ 10 novels from Alev Alatlı to Fakir Baykurt, from Adalet Ağaoğlu to Sevinç Çokum. The aim of this article is seeing the state, which is reflected to the novels, of modeling of Turkish society being exposed to sociological activation with immigration. Cultural shift and being marginalised depending on immigration on the base of individual and society are tried to be determined in this novels.
İnsanların belli amaçlar (ekonomik, siyasi, sosyal) doğrultusunda coğrafi olarak yer değiştirmelerinin ifadesi olan göç olgusu, beraberinde sosyolojik bir hareketlenme getirir. Göç; bireyin asıl yerinden, kökünden, özünden ayrılış ve kopuşun ifadesi olsa da yaşam şartlarının olumsuzluğu, yetersizliği ve olumlu şartların cazibesi karşısında gitmek, kopmak ve göçmek mecburiyetindedir. Moderniteyle birlikte bu çıkmazda kalan bireyin trajedisini ve insan gerçekliğini öznel tasarımlarla dilin bütün imkânlarından yararlanarak yansıtan edebiyat ve bilhassa roman, insana dair ne varsa etkileme gücüne sahip olan göçün, neden olduğu sosyo-psikolojik kırılmaları ve kültürel değişimleri kurgusal bir zenginlik olarak bünyesinde barındırır. Türk toplumunun 1950 ile başlayan göç macerası, toplum ve tarih bazında sosyolojik kimliği şekillendirerek romanlara konu olur. 1980-1990 arası yazılan Türk romanlarındaki ele alınan iç ve dış göç olgusu ve göçün etkileri; Alev Alatlı’dan Fakir Baykurt’a, Adalet Ağaoğlu’ndan Sevinç Çokum’a kadar 10 romancımızın 10 romanında yansıtılmaya çalışılır. Bu makalede amaç; göç ile sosyolojik hareketlenmeye maruz kalan Türk toplumunun şekillenmesinin romanlara yansımış halini görmektir. Bu romanlarda birey ve toplum bazındaki göçe bağlı kültürel değişim ve ötekileşme, tespit edilmeye çalışılmıştır.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 18 |