Mekânsal ayrışma, insanların var olan ayrışma ve farklılıklarının kentsel mekâna yansımasıdır. Mekânsal ayrışma, modern kenti karakterize eden, çok farklı biçimlere sahip ve yaygın olarak sosyal bir sorun olarak algılanan bir durumdur. Gelir seviyesi, eğitim düzeyi, dini ve etnik kimlikler, siyasi tercihler vb. onlarca etkenin rol oynadığı mekânsal ayrışma toplumdaki farklı kimlikler, önyargı ve kalıp yargılardan beslenir.
Mekânsal ayrışmanın farklı bir biçiminin konu edildiği bu çalışmada amaç, Şanlıurfa’da yaşayan ve kamu kurumlarında çalışan, Şanlıurfalı olmayan memurların kentte yaşadığı ayrışma biçimleri ile bunların nedenlerini ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla bir anket çalışması uygulanmıştır. Kent merkezinde yürütülen çalışmada farklı kamu kurumlarından memurlara kent ve kent yaşamına ilişkin sorular yöneltilmiştir.
Anket sonuçlarına göre Şanlıurfa’da görev yapan kamu personeli kentin sorunlarına karşı ilgisiz davranmakta, yerel medya organlarını takip etmemektedir. Memurların toplumla ilişkisi sınırlı olup, daha çok aile içi etkinliklerin ağırlıklı olduğu bir günlük yaşam sürdürmektedirler. Kırdan kente geçiş sürecinde bir tarım toplumu görünümündeki Şanlıurfa’nın sağlıksız kentleşme süreci, aşiret ve cemaate dayalı toplumsal yapısı ile kültürel ve sosyal farklılıkları memurlar için ayrıştırıcı bir sosyal çevre oluşturmaktadır. Diğer taraftan, memurların eğitim ve gelir seviyesinin yüksekliği ile ortak yaşam tarzları karşı bir ayrışma aracı olarak önümüze çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentsel Politika |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |