XVIII. yüzyılda ortaya çıkan Vahhâbîliğe esin kaynağı
olan İbn Teymiyye, İslâm'ı kaynağından uzaklaştırdığını düşündüğü Tasavvûf,
panteizm, Kelâm ve Felsefeye karşı mücadele vermiş, köklü ilmî birikime sahip
bir karakterdir. Onun fikirlerinden etkilenen Muhammed b. Abulvahhâb, İslâm’ı
doğru anlama ve yaşamayı Selefî bakış açısında görerek, yorumsuz bir İslâm
anlayışını hayata geçirmeyi amaçlamıştır. Tevhîd için zihinsel planda Allah’ı
(c) birlemenin yanında, kişinin eylemleriyle de Allah’ı birlemesini gerekli
gören İbn Abulvahhâb, Müslümân toplumlarda yaygın haldeki birçok pratiğin
şirkle karıştığına inanmıştır. Yaptığı yeni imân tanımıyla ameli de imândan bir
cüz sayan İbn Abulvahhâb, tapınma kategorisine dâhil ettiği geniş bir
yelpazedeki insan eylemlerini imân karşıtı küfür, şirk ve bid‘at kavramlarıyla
nitelemiştir. Bunun neticesinde, çağdaş İslâm dünyasının vebâsı olan “tekfîr”
ve “ötekileştirme” bu anlayışın temel kodları arasına girmiştir. Makalemizde,
Suudi Arabistan’da ilk ve ortaöğretim düzeylerinde okutulan “et-Tevhîd” adlı
ders kitapları tetkik edilerek, çağdaş Vahhâbîliğin imân esaslarına bakışı ve
yorumsuz İslâm anlayışını nasıl ve ne derecede sürdürdüğü tespit edilmeye
çalışılmıştır.
İmân İslâm Kur’ân ilâhî isim sıfât Selef Selefî küfür tevhîd şirk teşbîh tecsîm nifâk tevessül bid‘at ve hurâfe
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ocak 2016 |
Kabul Tarihi | 20 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 4 Sayı: 4-5 |