With the Goudi Coup of 1909, civil and military relations in Greece entered a new era. As of this date, the understanding of the coup in the country has become a tradition. This tradition of conflict gave way to the Venizelist-Royalist rivalry after a certain period. This understanding turned into a coup attempt against the Greek legitimate government in 1935. The Turkish press and politics have been on the side of the legitimate government by closely following the events since the beginning of the coup. Based on these events, the Turkish press put forward a different argument from the Greek Government and interpreted it as a harbinger of a civil war rather than a simple attempt. The press tried to base the view of Venizelos on the basis of the thesis that he found a response in Crete and Macedonia. Turkey perceived Bulgarian revisionist policies pursued by the cen-ter was perceived as a threat to destabilize the region’s coup attempt. Since the Turkish press and politics con-sidered the continuation of the alliance front formed with the Balkan Pact as one of its priorities, it has devel-oped a paradigm for the preservation of the status quo. Power in Turkey, the idea is practical pouring The Turkish government took drastic measures against the coup plotters for ships as identified in Turkish waters.
1909 Gudi Darbesi ile Yunanistan’da sivil ve asker ilişkileri yeni bir sürece girdi. Bu tarihten itibaren ülkede darbe anlayışı gelenekselleşmeye başladı. Bu çatışma geleneği belli bir dönem sonra Venizelist-Kralcı rekabetine yerini bıraktı. Bu anlayış, 1935’te Yunan meşru Hükümeti’ne yönelik darbe teşebbüsüne dönüştü. Türk basını ve siyaseti darbenin başlangıcından itibaren olayları yakından takip ederek meşru iktidarın yanında yer aldı. Türk basını yaşanan bu olaylardan hareketle Yunan Hükümeti’nden farklı bir argüman ortaya koyarak basit bir kalkışmadan ziyade bir iç savaşın habercisi olarak yorumladı. Basın, Venizelos’un Girit ve Makedonya’da karşılık bulduğu tezinden hareketle bakışını temellendirmeye çalıştı. Türkiye Bulgaristan’ın izlediği revizyonist politikaları merkeze alarak darbe teşebbüsünü istikrarı bozmaya yönelik bir tehdit olarak algıladı. Türk basını ve siyaseti, Balkan Paktı ile oluşturulan ittifak cephesinin devamını öncelikleri arasında gördüğün-den statükonun korunmasına yönelik bir paradigma geliştirdi. Türkiye’deki iktidar, bu düşünceyi pratiğe dökerek Türk sularında tespit ettiği darbecilere ve gemilere yönelik sert önlemler aldı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 6 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.