Günümüzde terör örgütleri var oluş nedenlerini ülkede yaşanan etnik, dini ve ekonomik sorunları çözecekleri varsayımına dayandırırlar. Terör örgütlerine destek veren küresel güçler de hedef olarak gördükleri ülkelerde ki etnik, dini farklılıkları, ekonomik sorunları ve halkın memnuniyetsizliğini amaçları doğrultusunda yönlendirmeleri için terör örgütlerine taşeronluk görevi verirler. Bu nedenle terörizmle mücadele eden ülkelerin, sadece terörizmin nedeni olarak sunulan sosyo ekonomik, sosyo kültürel tedbirlerle başarıya ulaşması güçtür. Terörizme karşı halkı bilgilendiren, iç ve dış faktörleri dikkate alan uluslararası işbirliğine önem veren bir mücadele yönteminin uygulanması önemli bir zorunluluktur. Soğuk Savaşın sonrası dönemde ABD’ye göre komünizm tehdidinin yerini “İslami Terör” almıştır. Bunun en güçlü kanıtı da 11 Eylül 2001 saldırıları olmuştur. 11 Eylül saldırıları ile ABD tarafından simgeleştirilen “İslami Terör” ve “İslami Terörist” kavramları İslam ülkeleri tarafından da kullanılmıştır. ABD, “İslami Terörle” mücadele etmek ve totaliter yönetimlere son vererek demokrasiyi getirmek gerekçesi ile Afganistan, Irak, Libya ve Suriye başta olmak üzere birçok İslam ülkesini işgal etmiştir. Bu ülkelerdeki etnik ve dini çatışmaların gerekçelerinin aynı olması, senaryonun küresel güçler tarafından yazıldığı ve uygulamaya konulduğu iddialarını da güçlendiriyor. Makalede küresel güçler tarafından ülkelerin işgal gerekçeleri olarak sunulan ve küresel güçlerin istihbarat servisleri tarafından oluşturulan, stratejistler tarafından servis edilen projeler incelenmeye çalışılmıştır.
Today, the terrorist organizations have based their reasons of for existence to the assumption that they can solve the ethnic, religious and economic events experienced in the country. Global powers that support terrorist organizations use ethnic and religious differences, economic problems, and the dissatisfaction of the public in the target country to achieve their aims and use terrorist organizations as subcontractors. Therefore, it is difficult for countries combating terrorism to achieve success only through socio-economic and socio-cultural measures presented as the cause of terrorism. It is an essential obligation to implement a method of struggle against terrorism that informs the public and takes into account international and domestic factors. With the end of the Cold War, according to the US, the threat of communism was replaced by Islamic terrorism. The most definite proof of this was the September 11, 2001 attacks. The “Islamic Terror” and “Islamic Terrorist” concepts, which are symbolized by the US with the September 11 attacks, are also widely used by Islamic countries. The United States, in order to combat Islamic terrorism and to bring democracy by ending the totalitarian administrations, witht he support of many Islamic countries has occupied many Islamic countries, like Afghanistan, Iraq, Libya, and Syria. The fact that the reasons for ethnic and religious conflicts in these countries are the same reinforces the claims that the scenario was written and put into practice by global powers. In this article, the projects, that are presented by the global powers as reasons of occupation of the countries, and that are formed by the intelligence services and served by the strategists are examined.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 46 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.