Political History Rank Nickname Abbâsîds Khorasan Tahirids Samanids Saffarids. Siyasi Tarih Unvan Lakap Abbâsîler Horasan Tâhirîler Sâmânîler Sâffâriler.
We understand from the oldest sources that have reached us that according to their status, racial characteristics, culture, religion etc. people called their adressees with many different names besides their own names. The Arabic nicknames and titles, which are the main subject of our research result of this necessity.
Before the formation of Islamic culture and civilization, different titles were used in all civilizations, especially in the Byzantine and Sassanid empires, for the members of the group, which were considered as the elite class, apart from their names. Of course, the Arab society of jahiliyyah was also greatly influenced by his. In the political and bureaucratic structure created by the rapid spread of Islam and the interaction from different civilizations, a new naming, or rather nicknames, were made by using religious figures. This happened to such extend that the original names of many rulers remained in the shadows. The strict centralist structure of the Umayyad state required an authoritarian state administration that would not need excessive credit or definition. Therefore, the caliph did not need an extra nickname or title to define himself. At the same time, it would be appropriate to say that they never had any thoughts of praising the politicians and bureaucrats affiliated with them.
The radical change in the political understanding with the Abbasid revolution also led to a great change in naming strategies. In fact, it is possible to explain the differentiation in this management approach through titles in the shortest way. The famous names of the Abbasid caliphs are nothing but nicknames. These names, which are adorned with the words of Allah, are actually an effort to show religious sensitivity to the subjects. The sensitivity in the language of diplomacy has come to the fore even more with the special divans established. The language of religion and the language of politics have been intertwined, and the caliph, who is the representative of the creator on earth, has been giving nicknames/titles around him. We see the actual situation of this practice as concrete in relation to the vassal states.
During the Abbasid period, the level of relations between the states, which first emerged as semi-independent and later independent, and the caliphate differed according to time and conditions. In proportion to the political power of the Abbasid state, these heads of state were given different ranks. In this research, we try to reveal the background of the ranks given to the heads of vassal state established in the Khorasan and Transoxiana region and carrying out very important activities in the political sense. Additionally, we aim reveal to find out the political, religious and social structure of Tahirids, Saffarids, and Samanids, who are also very important in terms of Turkish history and serve as a bridge between the region and the center of the caliphate, Baghdad. We think that the subject discussed is important in order to discover the unknown aspects of the historical process in the political and bureaucratic formation of the Turkish empires established after the collapse of these three vassal states. In fact, it can be said that even today, the historical anatomy of the ranks used in terms of status determination and the arrangement of the political field in different Islamic geographies is being explored. Most importantly, in this study, we try discover the cornerstones of the communication dimension of the mawali with the Arab power.
The location of the Transoxiana and Khorasan geographies before the Islamic conquests and the population fluidity accelerated by the Turkish migrations were an important factor in the political formation of the region during the Abbasid period. The historical background was taken into consideration in the titles given to the vassal state rulers. It is remarkable that the caliph gave the old Turkish title “ıhsid” to a Turkish leader of a state established in Egypt. There are many other examles such as this with regard to the vassal states in the East. The conclusion we have obtained from our study is that titles play a decisive role in the political connection between the center of the caliphate and the affiliated states. On the one hand, this regulates the balance between the center and local administrators, on the other hand, it determines the moral as well as the material rank of the sultans in the eyes of the people. In fact, the successes in the conquests led the caliphs to rank the vassal sultans with titles. This situation is a kind of password that determines the balance between the religious authority, the caliphate, and the worldly authority.
Bize ulaşan en eski kaynaklardan anlıyoruz ki insanoğlu; statüsü, ırksal özellikleri, kültürü, dini vs. konumuna göre muhataplarını öz isimleri yanında birçok farklı adlandırmalarla anar olmuşlardır. Araştırmamızın temel konusu olan Arapça lakap ve unvanlar da izah ettiğimiz bu zaruretin sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
İslâm kültür ve medeniyetinin teşekkülünden önce Bizans ve Sâsâni imparatorlukları başta olmak üzere bütün medeniyetlerde özellikle seçkin sınıf olarak kabul edilen grup mensupları için isimleri dışında farklı unvanlar kullanılmıştır. Elbette cahiliye Arap toplumu da bundan fazlası ile etkilenmiştir. İslam’ın hızlı bir şekilde yayılışı ve farklı medeniyetlerden etkileşimle oluşturduğu siyasî ve bürokratik yapı içerisinde dini figürleri kullanılarak yeni bir adlandırma daha doğrusu lakaplandırma yoluna gidilmiştir. Öyle ki, birçok yöneticinin asıl ismi gölgede kalmıştır. Emevî devletinin katı merkeziyetçi yapısı aşırı bir taltife veya tanımlamaya ihtiyaç duymayacak otoriter bir devlet yönetimini gerekli kılmaktaydı. Dolayısıyla halifenin kendini tanımlaması için ekstra bir lakap veya unvana çok da ihtiyacı yoktu.
Abbâsî ihtilali ile birlikte siyasî anlayıştaki köklü değişim isimlendirme stratejilerinde de büyük bir başkalaşmaya yol açmıştır. Aslında bu yönetim anlayışındaki farklılaşmayı en kısa yoldan unvanlar üzerinden anlatmak mümkündür. Abbâsî halifelerinin şöhrete kavuşmuş isimleri lakaptan başkası değildir. Allah lafızları ile bezenmiş bu isimler aslında tebaaya dini hassasiyeti gösterme gayretinden ibarettir. Diplomasi dilindeki hassasiyet kurulan özel dîvânlarla daha da ön plana çıkmıştır. Din dili ile siyaset dili iç içe girmiş, yaratıcının yeryüzündeki temsilcisi konumda olan halife etrafına lakaplar/unvanlar dağıtır olmuştur. Bu uygulamanın fiili durumunu vasal devletlerle ilişkide müşahhas olarak görmekteyiz.
Abbâsîler döneminde öncelikle yarı bağımsız daha sonra bağımsız olarak ortaya çıkan devletlerle hilafet arasındaki ilişkilerin düzeyi zaman ve şartlara göre farklılıklar arz etmiştir. Abbâsî devletinin siyasi gücü ile orantılı olarak bu devlet başkanlarına değişik payeler verilmiştir. Bu araştırmada Horasan ve Mâverâunnehir bölgesinde kurulan siyasi anlamda oldukça önemli faaliyeteler yürüten vasal devlet hükümdarlarına verilen unvanların arka planı ortaya konmaya çalışılacaktır. Türk tarihi açısından da oldukça önemli olan ve bölge ile hilafet merkezi Bağdat arasında köprü vazifesi gören Tâhiriler, Sâffâriler ve Sâmânilerin siyasi, dinî, sosyal yapısının daha sağlıklı anlaşılması adına önemli tespitler ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu üç vasal devletin yıkılışı akabinde kurulan Türk imparatorluklarının siyasi ve bürokratik şekillenmelerindeki tarihsel sürecin bilinmeyen yönlerini keşfetme adına ele alınan konunun ehemmiyet arz ettiğini düşünüyoruz. Aslında bugün dahi farklı İslam coğrafyalarında statü tayini ve siyasi alanın tertibi açısından kullanılan payelerin tarihi anatomisinin keşfedilmeye çalışıldığı söylenebilir. Her şeyden önemlisi burada mevâlinin Arap iktidarı ile iletişim boyutunun köşe taşları keşfedilmeye çalışılmıştır.
Mâverâunnehir ve Horasan coğrafyalarının İslâm fetihleri öncesi konumu ve özellikle Türk göçleri ile hızlanan nüfus akışkanlığı bölgenin Abbasîler dönemi siyasî oluşumunda önemli bir faktör olmuştur. Vasal devlet hükümdarlarına verilen unvanlarda tarihsel arka plan göz önünde tutulmuştur. Mısır’da kurulan bir Türk devlet başkanına halife tarafından eski Türk kültüründeki İhşid unvanının veriliyor olması dikkate şayan bir durumdur. Doğudaki vasal devletlerde buna benzer daha bir çok örnekle karşılaşma imkânımız vardır. Çalışmamızdan elde ettiğimiz çıkarım hilafet merkezi ile bağlı devletler arasında siyasî bağlantıda unvanların belirleyici bir rol üstlenmiş olmasıdır. Bu bir taraftan merkezle yerel yöneticiler arasındaki balansı düzenlerken diğer taraftan halkın gözünde sultanların maddi olduğu kadar manevi mertebesini tayin etmektedir. Aslında fetihlerdeki başarılar halifelerin vasal sultanları unvanlarla rütbelendirmesine yol açmıştır. Bu durum dini otorite olan hilafetle dünyevi otorite arasındaki dengeyi belirleyen bir nevi parola niteliğindedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2022 |
Submission Date | July 2, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 26 Issue: 2 |
Cumhuriyet Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).