Soğuk Savaş’ın bitişiyle Orta Asya’daki Türki Cumhuriyetler uluslararası ilişkiler sahnesinde bağımsız devletler olarak yerlerini almışlardır. Bölgedeki ülkelerin her biriyle özel ilişkiler geliştiren Türkiye için Özbekistan’la münasebetler gerek coğrafi/stratejik konumu gerekse sahip olduğu kaynaklar nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Bu kapsamda tarihi ve kültürel bağlara sahip Türkiye ile Özbekistan’ın ilişkileri 1991 sonrasında yeni bir gelişme sürecine girmiş, 2016 sonuna kadar inişli-çıkışlı devam etmiştir. Ancak 2016 sonrasında iki devletin ilişkileri Şevket Mirziyoyev’in Özbekistan Cumhurbaşkanı olmasıyla yeni bir gelişme ivmesi kazanmıştır. Türkiye ve Özbekistan’ın jeostratejik konumları ikili ilişkilerini bölgesel ve uluslararası düzeyde de önemli kılmaktadır.
Çalışmanın ana sorusu münasebetlerin hangi aşamaya geldiği ve bundan sonra ne yönde gelişme potansiyelini içerdiğidir. İlk olarak ülke profilleri ortaya konacak ikili ilişkilerin 1991 sonrası gelişim süreci ele alınacaktır. İkinci bölümde iki ülkenin mevcut ilişkileri realizm ve konstrüktivizm teorileri ile sınanarak incelenecektir. Sonuç bölümünde ise elde edilen bulgular ve ilişkilerin geleceğine dair saptamalar ortaya konulacaktır.
With the end of the Cold War, the Turkic Republics in Central Asia have taken their place as independent states on the stage of international relations. For Turkey, which has developed special relations with each of the countries in the region, relations with Uzbekistan are of particular importance due to its geographical/strategic location and the resources it possesses. In this context, relations between Turkey and Uzbekistan, which have historical and cultural ties, entered a new development process after 1991 and continued with ups and downs until the end of 2016. However, after 2016, the relations of the two states gained a new development momentum with the election of Shevket Mirziyoyev as the President of Uzbekistan. The geostrategic positions of Turkey and Uzbekistan make their bilateral relations important at the regional and international level.
The main question of the study is at which stage the relations have reached and in which direction they have the potential to develop in the future. First, country profiles will be presented and the post-1991 development process of bilateral relations will be discussed. In the second part, the current relations of the two countries will be analyzed by testing the theories of realism and constructivism. In the conclusion, the findings and the future of the relations will be presented.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Studies of the Turkic World |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | April 26, 2024 |
Submission Date | February 16, 2024 |
Acceptance Date | April 1, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 80 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.