Belli bir işin başında yer almakla sonunda yer almanın hem avantajları hem de dezavantajları var. Varlık hakkında konuşma işinin başlarında yer alanlar arasında Aristoteles’in, işin sonunda (çağdaş dönemde) yer alanlar arasında ise Heidegger’in olduğunu görürüz. Aristoteles’in işin başında yer almasının avantajı, konunun çok taze olması ve ileri süreceği her tezin yeni ufuklar açma olanağının yüksek olması, dezavantajıysa Varlık hakkında geliştirilen tezlere karşı ileri sürülmüş/sürülecek eleştirilerden habersiz olması olgusudur. Mamafih Aristoteles’in dezavantajı Heidegger’in avantajına dönüşür. Zira Varlık hakkında geliştirilen tezlerin ulaştıkları çıkmazlara şahit olur, kendisinin kavramsallaştırmasıyla onto-teolojinin Batı fikriyatı açısından yol açtığı sosyo-politik sorunlarla yüzleşir. Heidegger’in dezavantajına gelince; kendi döneminde -özellikle Batı’da- yoğun bir şekilde yaşanan buhranlara tanıklık eder, bunun suçlusu olarak da felsefe tarihini işaret eder. Bir çağ için geçerli olan bulanım ve buhranlar üzerinden felsefe tarihini okumak Heidegger’i felsefe tarihinin dekonstrüksiyoncusuna dönüştürür. Varlık hakkında konuşma işinin başında ve sonunda yer almanın avantajları ve dezavantajları dışında bu iki filozofu Varlığa ilişkin farklı tezler serdetmeye iten saikler nelerdir? Başka bir ifadeyle Aristoteles’in Varlık konusuna eğilirken onu yönlendiren sorunsal, Heidegger’i Varlığın anlamını kaygı edinirken kendisini harekete geçiren sorunsalın aynısı mıdır? Çalışmamızda işbu soruya cevap aramaya çalışacağız. Bu istikamette öncelikle her iki filozofun takip ettikleri yöntem farklılıklarına değinerek, felsefeleri için temel olan kavramlarını analiz edeceğiz. Çalışmamıza ismini veren temel etken de böyle bir yöntemi takip ediyor oluşumuzdur. Amacımız sorunu kuşatmaktan ziyade, sorunu işaret ederek gelecek çalışmalar için bir girizgâh oluşturmaktan ibarettir.
Yüksek Lisans ve Doktora eğitimim sürecinde bursiyeri olduğum TÜBİTAK'a teşekkürlerimi sunuyorum.
There are both advantages and disadvantages of being at the beginning of a certain job and at the end. We see that Aristotle is among those who are at the beginning of the conversation about Being, and Heidegger is among those who are at the end (in the contemporary period). The advantage of Aristotle at the beginning of the work is that the subject is very new and every thesis he puts forward has a high opportunity to open new horizons, and the disadvantage is that he is unaware of the criticisms that have been put forward against the theses about Being. However, Aristotle’s disadvantage turns into Heidegger’s advantage. Because he witnesses the deadlocks reached by the theses about Being, he confronts the socio-political problems caused by the Western idea of onto-theology with his conceptualization. As for Heidegger’s disadvantage; He witnessed the intense crises in his own period, especially in the West, and points out the history of philosophy as the culprit of this. Reading the history of philosophy through the crisis and crisis that is valid for an age turns Heidegger into the deconstructor of the history of philosophy. Apart from the advantages and disadvantages of being at the beginning and end of the conversation about Being, what are the motives that drive these two philosophers to present different theses about Being? In other words, is the problematic that guides Aristotle while dealing with the subject of Being, the same problematic that drives Heidegger while he worries about the meaning of Being? We will try to answer this question in our study. In this direction, first of all, we will analyze the concepts that are fundamental to their philosophies by addressing the differences in methods followed by both philosophers. The main factor that gives our work its name is that we follow such a method. The aim of our study is not to encompass the problem, but to point out the problem and form an introduction for future studies.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 15, 2021 |
Publication Date | December 15, 2021 |
Submission Date | September 27, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 2 Issue: 2 |