Tefsir ilmi, insanların ilahî kitabı anlama çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kur’ân’ı anlama eylemini, bu faaliyetin yürütüldüğü dönem ve koşullarının yanında müfessirin ilmi birikimi de belirlemiştir. Bu bağlamda zaman bakımından uzun sayılacak bir süre zarfında Sovyetler Birliği Devleti’nin işgali ve kültürel asimile politikalarının baskısı altında kalan Türk Devletlerinde yetişen âlimlerin ilahi hitaba yaklaşımları ve onu açıklama yöntemi ilmi açıdan incelenmesi gereken çalışmalardır. Nitekim çalışmada öncellikle araştırmada konu edinilen müfessir Alauddin Mansur’un (1952-2020 ) hayatı ve telifleri hakkında bilgi verilmiştir, Özbek asıllı Alauddin Mansur, Orta Asya’da, özellikle Kur’ân, hadis, tefsir, fıkıh, tarih, Arap dili ve belagat ilimlerinde derin bilgiye sahip bir âlim olarak tanınmaktadır. İslam inancını baskılayan Sovyetlerin hâkimiyeti altındaki bir dönemde dünyaya gelen ve böyle bir çevrede yetişmek zorunda kalan müfessir, hem dinî ilimler hem de edebiyat alanında önemli telifler kaleme almıştır. Onun dinî ilimler alanında müstesna konuma sahip olan eserleri Özbek Türkçesine tercüme ederek halkına sunması ilmi açıdan kayda değer faaliyetlerdir. Tercüme eserlerinin yanında ilmi birikiminden hareketle ve kendine özgü nitelikler barındıran bir yöntemle yazdığı eserleri de vardır. Bunlardan biri de bu çalışmada konu edinilen Kur’ân-ı Azîm Muhtasar Tefsir adındaki telifidir. Özbekçe kaleme alınan eser henüz Türkçeye çevrilmemiştir. Araştırmada zikredilen eser bağlamında, müellifin Kur’ân âyetlerini tefsir metodu işlenmiştir. Alauddin Mansur, Kur’ân’-ı Azîm Muhtasar Tefsir eserinde geleneksel tefsir metotlarını kullanmakla birlikte vardığı sonuçları çağın ihtiyaçları doğrultusunda ve halkının anlayabileceği bir üslupla sunmuştur. Bu bakımdan eserinde rivâyet ve dirâyet tefsir metotları birlikte kullanılmıştır. Müfessir rivâyet metodunu temel almakla birlikte âyetlerin açıklamasında gerektiğinde ilmî birikimine dayanan yorumlarına da yer vermiştir. Tefsirinde sıklıkla Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsir edilmesi yöntemini takip eden Mansur, telifinde ulûmu’l-Kur’ân’a da yer vermiş, ele aldığı bazı ilimlerde geniş izahatlarda bulunmuştur. Örneğin Hurûf-ı-mukattaa konusunu işlerken zikredilen harflere dair insanın bilgisinin sınırlı olduğunu dolayısıyla bu alandaki bilginin Allah’ın takdirinde olduğunu vurgulamıştır. İ’cazu’l-Kur’ân hususunda ise Kur’ân’ın eşsizliğini, belagatini ve geleceğe dair doğru haberler vermesini delil olarak göstermiştir. Ona göre sayılan bu özellikler, Kur’ân’ın ilahi bir mucize olduğuna delalet eden argümanlardır. Makalede yöntem olarak müellifin eserleri taranarak elde edilen bilgiler analiz edilerek aktarılmaya çalışılmıştır. Çalışmada Alauddin Mansur’un tefsir eserinde klasik ve modern tefsir metodlarını kullandığı, ulûmu’l-Kur’ân konularına değindiği, ulaştığı malumatı dönemin koşullarına uygun biçimde muhataba yansıttığı sonucuna varılmıştır. Alauddin Mansur, Kur’an’-ı Azim Muhtasar Tefsir eserinde geleneksel tefsir metodlarını kullanmakla birlikte vardığı sonuçları çağın ihtiyaçları doğrultusunda ve halkının anlayabileceği bir üslupla sunmuştur. Bu bakımdan eserinde rivayet ve dirayet tefsir metotları birlikte işlenmiştir. Müfessir rivayet metodunu temel almakla birlikte ayetlerin açıklamasında gerektiğinde ilmi birikimine dayanan yorumlarına da yer vermiştir. Müelif, tefsirinde sıklıkla Kur’an’ın Kur’an’la tefsir edilmesi yöntemini kullanmıştır. Telifinde ulûmu’l-Kur’an ilimlerine de yer veren müellif bazı ilimlerde geniş izahatlarda da bulunmuştur. Örneğin hurûf-ı-mukattaa konusunu işlerken zikredilen harflere dair insanın bilgisinin sınırlı olduğunu dolayısıyla bu alandaki bilginin Allah’ın takdirinde olduğunu vurgulamıştır. Yine İ’cazu’l-Kur’an (Kur’an’ın mucizeliği) hususunda ise Kur’an’ın eşsizliğini, belagatini ve geleceğe dair doğru haberler vermesini delil olarak göstermiştir. Ona göre sayılan bu özellikler, Kur’an’ın ilahi bir mucize olduğunu delalet eden argümanlardır. Makalede yöntem olarak müellifin eserleri taranarak elde edilen bilgiler analiz edilerek aktarılmaya çalışıldı. Araştırmada Alauddin Mansur’un tefsir eserinde klasik ve modern tefsir metodlarını kullandığı, ulûmu’l-Kur’an konularına değindiği, ulaştığı malumatı dönemin koşullarına uygun biçimde muhataba yansıttığı sonucuna varıldı.
The science of tafsir (Qur’ānic exegesis) emerged from human efforts to understand the divine scripture. Consequently, the process of interpreting the Qur’ān is influenced not only by the historical context and conditions in which it takes place but also by the scholarly background of the mufassir (interpreter). In this context, the approaches and methods of tafsir employed by scholars from Turkish states under the pressures of Soviet occupation and its cultural assimilation policies represent an important subject for academic study. This paper primarily focuses on the life of the mufassir Alauddin Mansur, the central figure of this research. It provides a brief overview of his works, highlighting his significant contributions. Of Uzbek origin, Alauddin Mansur was a scholar recognized for his extensive knowledge and expertise in various fields, including the Qur’ān, hadith, tafsir, fiqh, history, Arabic language, and rhetoric. Born and raised during Soviet domination, which suppressed Islamic beliefs, Mansur produced significant works in both religious sciences and literature. His translations of religious texts into Uzbek Turkish, making them accessible to his people, represent a key aspect of his scholarly legacy. In addition to his translated works, he also authored original works with a distinctive methodology informed by his scholarly expertise. One such work is his Qur’ān-i Azīm Mukhtasar Tafsir, which is the focus of this study. This paper examines the tafsir methods employed by Alauddin Mansur in this particular work. In his Qur’ān-i Azīm Mukhtasar Tafsir, Mansur uses traditional tafsir methods while presenting his conclusions in a style accessible to the people and aligned with the needs of the time. Both narrative (riwāyah) and rational (dirāyah) tafsir methods are employed. While primarily relying on the narrative approach, Mansur also incorporates interpretations based on his scholarly expertise when necessary. He frequently utilizes tafsir al-Qur’ān bi’l-Qur’ān (interpreting the Qur’ān through the Qur’ān itself). The author also integrates the sciences of the Qur’ān (ulūm al-Qur’ān) into his tafsir, providing extensive explanations in specific areas. For instance, when addressing the issue of hurūf al-muqattaʿa (disjointed letters), he emphasizes the limitations of human knowledge regarding these letters, asserting that Allah ultimately determines the knowledge in this area. Furthermore, regarding iʿjāz al-Qur’ān (the miraculous nature of the Qur’ān), he argues that the Qur’ān’s uniqueness, eloquence, and ability to convey accurate prophecies about the future serve as evidence of its divine origin. According to him, these features are compelling arguments for the Qur’ān’s divine nature. This research analyzes and presents the findings from a review of Mansur’s works. It concludes that Alauddin Mansur employed classical and modern tafsir methods in his exegesis, addressed the topics of ulūm al-Qur’ān, and presented his findings in a manner that was relevant and accessible to the circumstances of his time.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | January 15, 2025 |
Publication Date | January 15, 2025 |
Submission Date | November 16, 2024 |
Acceptance Date | January 7, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 11 Issue: 1 |
A Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi, 2017'den bu yana TR DİZİN ULAKBİM tarafından taranmaya başlamıştır. Ayrıca, Citefactor, Rootindex, DRJI index, ResearchBib, Sobiad İndex, Scientific Indexing Services, İdealonline ve Eurasian Scientific Journal Index gibi ulusal ve uluslararası indexler tarafından da taranmaktadır. İsam ve Base Bielefeld Academic Search tarafından taranmaktadır.