Positivism emerges as the leading paradigm in shaping quantitative research. In the research tradition, it was accepted that experiment and observation, the only truth that emerged as a result of this, would contribute to the development of science and that the absolute would not change. A transformation from the positivist paradigm to the postpositivist paradigm has taken place with the understanding that the researcher can affect the research process and that it may not be possible to describe social facts and events only with numbers.
In this review, the emergence of positivism, its formation, criticisms of the paradigm, and the transition to postpositivism in the context of postmodernism are discussed in detail.
Nicel araştırmanın şekillenmesinde pozitivizm öncü paradigma olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırma geleneğinde deney ve gözlemin, buna bağlı olarak ortaya çıkan tek gerçeğin bilimin gelişimine katkı sağlayacağı ve mutlak olanın değişmeyeceği kabul edilmekteydi. Araştırmacının araştırma sürecine etki edebileceği, sosyal olgu ve olayların sadece sayılar ile tasvir edilmesinin mümkün olamayabileceğinin anlaşılması ile birlikte pozitivist paradigmadan postpozitivist paradigmaya bir dönüşüm gerçekleşmiştir.
Bu derlemede pozitivizmin ortaya çıkışı, şekillenmesi, paradigmaya gelen eleştiriler, postmodernizm bağlamında postpozitivizm düşüncesine geçiş süreci ayrıntılı olarak irdelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 1 |