Yüzük, bir süslenme aracı olarak, Ortaçağ Avrupa’sının önemli takılarından biridir. Materyal olarak somut varlığının dışında yüzük, birçok şiir, şarkı, resim, gravür ve anlatıda imgesel ve ikonografik anlamları da taşıyarak yer almıştır. Taşıdığı dinsel ve soyut yan anlamlarıyla önemli bir dinsel ve toplumsal işlev gören yüzüğün bir araç ve takı olarak Ortaçağ Avrupa’sında birçok anlatıda yer alarak çağlar boyunca kültürel zeminde var olduğu bilinmektedir. Daha önce Gotthold Ephraim Lessing ve Boccaccio tarafından Batı edebiyatlarında kullanılmış olan üç yüzük anlatısı sıklıkla Rönesans dönemi ve Aydınlanma hareketi ile ilişkilendirilmiştir. Yapılan son çalışmalar Ortaçağ Avrupa’sındaki üç yüzük imgesini içeren anlatı, öykü ve edebi eserlerin Katolik hristiyan olmayan bir çıkış noktası olduğunu tarihsel tartışmalar zemininde göstermiştir. Üç yüzük anlatıları, dolayısıyla, kökenleri Orta Doğu ve Akdeniz coğrafyasında bulunan anlatılar olarak kabul görmektedir ancak bu imgeyi içeren anlatıların edebiyat eserlerindeki yeri ve işlevi hakkındaki çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu çalışmanın çerçevesini Lessing’in Bilge Nathan oyunu ve Mangan’ın bu oyundan adapte ederek yeniden anlattığı The Three Rings (Tür. Üç Yüzük) başlıklı anlatısı oluşturmaktadır. Çalışmada Lessing ve Mangan’ın eserlerinin meşhur üç yüzük öyküsü geleneği ile olan ilişkisi tartışıldıktan sonra Ortaçağ’ın meşhur üç yüzük anlatısının, Lessing ve Mangan tarafından, 18. ve 19. yüzyıllarda, Türk-İslam Ortaçağının önemli hükümdarlarından Sultan Salâhaddîn karakteri üzerinden nasıl devam ettirildiği mercek altına alınmaktadır.
As an accessory, the ring was considered a significant type of jewelry in Medieval Europe. Apart from its tangible existence as a material, the ring has been used in various poems, songs, paintings, engravings, and narratives with specific symbolic and iconographic connotations. It is known that rings had religious and social functions in the Medieval period of Europe. As a body of narratives, stories with a motif of three rings were told in Western literature during the Medieval period. In the 18th century, Gotthold Ephraim Lessing, a figure of the Enlightenment, wrote Nathan the Wise (Ger. Nathan der Weise), in which the motif of the three rings includes Salâhaddîn as a character. Recent studies emphasize that stories involving elements of the three rings have a non-Catholic Christian point of origin. Accordingly, narratives with the three rings as an image or motif show that their roots can be found in the Middle East and Mediterranean regions rather than in Continental Europe. This study focuses on Lessing’s Nathan the Wiseand James Clarence Mangan’s The Three Rings, an adaptation of a scene from Lessing’s play. After discussing the relationship between Lessing’s and Mangan’s works as an extension of a broader tradition of narratives with the motif of the three rings, this study investigates how Lessing and Mangan continued this tradition in the 18th and 19th centuries through the character Salâhaddîn, one of the major rulers of the Turkish-Islamic Medieval period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 23, 2021 |
Submission Date | February 1, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 31 Issue: 1 |