Sosyal medya ile değişen iletişim pratikleri en derin etkisini habercilik alanında göstermiştir. Her sosyal medya kullanıcısının içerik üreticisi olabildiği bir ortamda denetim mekanizmasından söz etmek mümkün görünmemektedir. Bu durumda ise ortaya çıkan en önemli problem, bir noktada her sosyal medya kullanıcısının maruz kaldığı dezenformasyondur. Bu anlamda çalışmanın kuramsal temelini ‘eşik bekçiliği’ ve ‘hipodermik iğne” modelleri oluşturmaktadır. İçerisinde bulunduğumuz hakikat ötesi çağ ve onu pekiştiren sosyal medyanın dinamikleri sayesinde, yalan/yanlış bilgilerin herhangi bir sebeple dolaşıma sokulması, söz konusu olaya karşı toplumun rasyonaliteden uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Bunun en yakın örneği içinde bulunduğumuz Covid-19 sürecinde görülmüştür. Salgınla mücadele eden her birey bir yandan dezenformasyonla da mücadele etmektedir. Bu çalışmada Covid-19 salgını sürecinde sosyal medyada yer almış ve Teyit.org tarafından açıklanmış Covid-19 ile ilgili yalan/yanlış bilgiler içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Covid-19 hastalığının ilk vakasının resmi makamlar tarafından açıklandığı ilk tarih olan 11 Mart günü dikkate alınarak, sadece Mart ayına ait içerikler incelenmiştir. Böylece hastalık Türkiye’ye gelmeden önceki ve geldikten sonraki yalan içerik paylaşım seyri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda hastalık ülkemize geldikten sonra yapılan yalan haber paylaşımları, hastalık öncesine göre iki kat artış göstermektedir.Çalışmanın bulgularına göre Twitter yalan haber paylaşımının en fazla görüldüğü mecra olurken, haber kuruluşlarının da sosyal medyayı haber kaynağı olarak kullandığı ve yalan haberleri teyit etmeden yayınladıkları da görülmüştür
Communication practices that are changing with social media have shown their biggest impact in the field of journalism. It does not seem plausible to speak about a control mechanism in an environment where every social media user can be a content producer. When this happens, the most important problem is disinformation - which is something that every social media user is exposed at some point. In this case, the theoretical basis of the work is “gate keeping theory” and “hypodermic needle” models. Thanks to the post-truth era we live in and the dynamics of social media which reinforces this, the circulation of false information with any reason causes the society to move away from rationality about the events. The closest example of this can be seen during the Covid-19 period we experience. Every individual which is struggling with the epidemic on one side struggles with disinformation on the other side. In this study, the false information about Covid-19 which was seen on the internet and explained by Teyit.org is evaluated with a content analysis method. First official Covid case was announced by the authorities on the 11thof March. Taking this into consideration, only contents from March have been evaluated. Thus, the false content sharing progress before and after the disease arrived in Turkey, have been tried to determine. The false news has been shared two times more when the disease has arrived in our country. According to the findings of the study, Twitter is the biggest social media platform where fake news sharing is seen the most and news agencies are using social media as news sources and publishing the fake news without confirming them first
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 24, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 5 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.