Birbirleriyle bağlantısız ama genellikle benzer ilgi odaklarına sahip çok sayıda insanın bir araya gelerek çeşitli ilişkilerde bulunduğu topluluklar kitleleri oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze kadar kitlelerin çok farklı şekillerde bir araya geldikleri görülmektedir. Bu bir aradalık bazen bir yenilik, bazen bir değişim veya düzen kurma amacıyla oluşmaktadır. Özellikle 19. yüzyılda bireylerin fikir paylaşmak, sohbet etmek, değişim yaratmak için toplandığı yer kamusal alanlardı. Çağlar geçtikçe kamusal alanlar üzerinde bir araya gelen bireyler, teknolojinin gelişimi ile birlikte dijital ortamlar üzerinde de hareketlilik sağlamaya başlamışlardır. Özellikle sosyal medya platformlarının ortaya çıkması, toplumsal hareketliliğin bu ortamlarda kendine yer edinmesini sağlamıştır. Bu toplumsal hareketliliğin bir boyutunu da kadın hareketleri oluşturmaktadır. Kadınların kendi hakları için mücadeleleri, 1700’lü yıllara dayansa da bu mücadelenin evrenselliği ve görünürlüğü için teknolojiye bakmak yeterlidir. İşte bu çalışma, geçmiş ile şimdi arasındaki kadın hareketlerinin bağını kurarak evrensel bir kadın hareketinin kamusal alan izdüşümüne odaklanmaktadır. Çalışma, geçmişten günümüze kamusal alan ve kadın hareketlerinin literatürünü tarayarak ve bir araya getirerek özellikle bu iki kavramın dijital platformlardaki değişimini yansıtmayı amaçlamaktadır. Araştırmanın sonucunda, kamusal alanın teknoloji temelli dönüşümünün kadın hareketlerini küresel alanda etkilediği bulgulanmıştır.
Many people who are disconnected from each other but generally with similar interests come together to form communities in which they have various relationships. From the past to the present, the masses have come together in many different ways. This coexistence sometimes occurs for the purpose of innovation and sometimes for the purpose of change or order. Especially in the 19th century, public spaces were places where individuals gathered to share ideas, chat, and create changes. As the age passed, individuals who came together in public spaces started to provide mobility in digital environments with the development of technology. The emergence of social media platforms has enabled social mobility to gain a foothold in these environments. One dimension of social mobility is women's movement. Although the struggle of women for their rights dates back to the 1700s, it is sufficient to examine technology for the universality and visibility of this struggle. This study focuses on the public space projection of a universal women's movement by establishing a link between the past and present. This study aims to reflect the change of these two concepts in digital platforms by scanning and bringing together the literature of the public sphere and women's movements from past to present. This research found that the technology-based transformation of the public sphere allows women's movements to have global repercussions.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Dissertation |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 10 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.