Beginning his career in Austria after World War II with his writings on empiricism and scientific method, Feyerabend had initially written compatibly with logical positivism; but he later criticized these views and questioned the methodological standards of Western science. He argued that the claimed universality of Western science was ideological and that science could exist in many ways. Feyerabend's methodological anarchism suggests that science progresses not through strict universal standards but through contingencies, leaps, and unforeseen events. He believes that pluralism of scientific methods is essential for the development of knowledge, and each culture should be allowed to determine its own scientific practice. According to Feyerabend, the framework of scientific research varies according to different historical and cultural conditions, necessitating the addition of contextual rules to absolute ones. He further criticizes the dominance of military, economic and political powers on science. This paper attempts to analyze the foundations of Feyerabend's views on the influence of historical values and contextual inputs in the formation of universal scientific theories. Subsequently, the article will seek to deal with the question as to whether the philosopher is an enemy of science or a significant rational critic of scientism, on the background of the relevant debates.
Paul Feyerabend, enemy of science methodological anarchism scientific pluralism, contextual rules
II. Dünya Savaşı sonrası Avusturya'sında empirizm ve bilimsel yöntem üzerine yazmaya başlayan Feyerabend, önceleri mantıksal pozitivizmle uyum gösterse de daha sonra bu görüşleri eleştirmiş ve Batı biliminin metodolojik standartlarını sorgulamıştır. Batı biliminin iddia ettiği evrenselliğin ideolojik olduğunu ve bilimin birçok şekilde var olabildiğini savunmuştur. Feyerabend'in metodolojik anarşizmi, bilimin sıkı evrensel standartlarla değil, tesadüfler, sıçramalar ve öngörülmeyen olaylarla ilerlediğini öne sürmektedir. Ona göre, bilgi gelişimi için bilimsel yöntemlerin çoğulculuğu esastır ve her kültürün kendi bilimsel uygulamasını belirlemesine izin verilmelidir. Bilimsel araştırma çerçevesi farklı tarihsel ve kültürel koşullara göre değişir; bu da mutlak kurallara bağlamsal olanların eklenmesini gerektirir. Feyerabend, buna ek olarak bilimin askeri, ekonomik ve siyasi güçlerin egemenliği altında kalmasını eleştirir. Bu çalışma, Feyerabend’in evrensel karakterli bilimsel teorilerin oluşumu aşamasında tarihsel değer ve bağlamsal girdilerin de etkili unsurlar olduğuna dair görüşlerinin dayanaklarını çözümleme amacı taşımaktadır. Bunun ardından makale, filozofun pek çoklarınca düşünüldüğü gibi bir bilim düşmanı mı yoksa bilimselciliğin önemli bir rasyonel eleştirmeni mi olduğu meselesini ilgili tartışmalar ışığında aydınlatmaya çalışacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy of Science, 20th Century Philosophy |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 25, 2024 |
Submission Date | June 1, 2024 |
Acceptance Date | October 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 2 |