Business fraud causes time, reputation and trust losses as well as serious financial losses that progress dramatically in every society in every geography. Many methods and disciplines have been established to prevent business fraud, which has been the subject of many researches, laws and standards. The most important preventive factor to eliminate criminal behavior is penalties, which are the sanctions imposed by the attempt of the crime. However, in many researches and reports, it is seen that the penalties for fraud are not applied / not applied or that these penalties are not sufficient. Many concrete and abstract reasons can be listed for the non-application of penalties. This study was conducted in order to learn these reasons and to formulate suggestions for new measures. Phenomenological research design was used in the study by utilizing the experiences of internal auditors. According to the findings obtained from the participant opinions, the enterprises do not punish the perpetrator of fraud or do not impose sanctions within the value of the action. It has been observed that enterprises are mostly content with dismissing the perpetrator of fraud and do not apply legal sanctions. The main motivation for the unpunished or inadequate punishment of fraud is the thought that businesses will suffer reputational damage. The act of fraud that results in this way prevents the deterrence function of the punishment and creates a basis for the repetition of fraud. The research offers a perspective on the question of whether the current sanctioning practice is a “Punishment? or a reward?” to the perpetrator of fraud.
İşletme hileleri, her coğrafyada ve toplumda dramatik şekilde artarak, ciddi maddi kayıpların yanı sıra zaman, itibar ve güven kayıplarına da yol açmaktadır. Birçok araştırmaya, yasaya, standarda konu olmuş işletme hilelerinin önlenebilmesi için birçok yöntem ve disiplin oluşturulmuştur. Suç barındıran davranışı ortadan kaldırmaya yönelik en önemli önleyici faktör cezalardır ki bunlar suçun teşebbüsüyle ortaya konan yaptırımlardır. Ancak yapılan bir çok araştırmada ve raporda hileye ilişkin cezaların uygulanmadığı/uygulanamadığı veya bu cezaların yeterli olmadığı görülmektedir. Cezaların tatbik edilmemesi ile ilgili bir çok somut ve soyut sebep sıralanabilmektedir. Bu sebeplerin öğrenilerek yeni önlemlere yönelik önerilerin oluşturulabilmesi amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Çalışmada iç denetçilerin tecrübelerinden yararlanılarak fenomenolojik araştırma deseni kullanılmıştır. Katılımcı görüşlerinden elde edilen bulgulara göre, işletmeler hile failini cezalandırmamakta veya eylemin ederi dahilinde yaptırım uygulanmamaktadır. İşletmelerin hile failini çoğunlukta sadece işten çıkarma yoluna gitmekle yetindikleri ve hukuki yaptırımlara başvurmadıkları gözlemlenmiştir. Hilelerin cezasız veya yetersiz ceza ile sonuçlanmasının temel motivasyonu ise işletmelerin itibar kaybına uğrayacaklarının düşünülmesidir. Bu şekilde sonuçlanan hile eylemi, cezanın caydırıcılık işlevinin önüne geçmekte ve hilelerin tekrarlanmasına da dayanak oluşturmaktadır. Araştırma mevcut yaptırım uygulamasının bu haliyle hile failine, “Ceza mı? Yoksa ödül mü?” olduğu sorusuna bir bakış açısı sunmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 13 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 24 Sayı: 74 |