Abstract
Çin’in Wuhan kentinde Aralık 2019 tarihinde Çin otoriteleri tarafından raporlanan zatürre vakaları, yeni koronavirüsün neden olduğu bir salgının habercisi olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü kısa bir süre sonra salgının yayılma hızına ve küresel ölçekte görülmesine dayanarak küresel salgın ilan etmiştir. Türkiye’de ilk koronavirüs tanısı Mart 2020’de kamuoyuna duyurulmuştur. Bu tarihten itibaren sosyal, ekonomik, hukuki, dinî ve askeri alanlarda pek çok önlem alınmıştır. Küresel salgın sürecinde, virüse ve virüsle birlikte değişen yaşam biçimlerine ilişkin şehir efsaneleri, söylentiler, şakalar ve mitler sosyal medya üzerinden dolaşıma sokulmuştur. Geleneksel kültürün önemli aktörlerinden olan âşıklar da küresel salgını ve etkilerini konu edinen şiirler söylemişlerdir. Âşıkların çağlarının sorunlarına duyarlı davranmaları, âşıklık geleneği içerisinde kendilerine yüklenen toplumsal rollerle yakından ilişkilidir. Âşıkların eserleriyle topluma önderlik etme ve topluma yön verme gibi rollerinin bu şiirlerin hem yazılış gerekçesini hem de içeriğini etkilediği görülmektedir. Âşıklar, sosyal medya ağları ve youtube üzerinden özellikle sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu dönemde eserlerini paylaşmışlardır. Bu makalede, âşıkların daha farklı dinleyici kitlelerine ulaşmalarını sağladığı düşüncesiyle youtube aracılığıyla yayımladıkları şiirler üzerine yoğunlaşılmıştır. Videoların altına yapılan yorumlardan dinleyicilerin âşıklık geleneğine bakışını değerlendirirken faydalanılmıştır. Âşıkların eserlerinin büyük bir kısmı; koronavirüsün neden ve nasıl ortaya çıkmış olabileceği, gündelik yaşamı nasıl etkilediği, insanlığın virüs karşısında nasıl çaresiz kaldığı üzerinedir. Evde kalmayı öğütleyen ve sağlık çalışanlarına destek mesajları içeren eserler de âşıklar tarafından söylenmiştir. Âşıklar özellikle karantina sürecinde şiirlerini elektronik ortamlarda icra ederek görünür olmayı başarmışlardır. Ancak âşıklık geleneğinin tarihsel gelişimine bakıldığında âşıkların ve ürettiklerinin görece değer kaybettiği ve topluma yön verme ve önderlik etme rollerinin de geçmişe kıyasla belirli bir dinleyici kitlesi ile sınırlı olduğu şüphesizdir. Makalede âşıkların çağın sorunlarını işleyerek ve teknolojilerini kullanarak varlıklarını sürdürme çabalarının hangi beklentilere cevap verdiği ve hangi alanlarda yetersiz kaldığı sorusu, âşıkların toplumsal rolleri ışığında tartışılmıştır. Âşıkların eserlerini dinleyenler, virüsün ilahi bir ceza olduğu yönündeki düşüncelerinin ve zalimlerin ve kötülüklerin virüsle yok olması te- mennilerinin topluma önderlik etme rolleriyle çeliştiğini düşünmektedirler. Koronavirüs salgınını ve etkilerini yorumlarken âşıkların kimi zaman kullandıkları dil ve üslubun kimi zaman da bakış açılarının bu eserleri dinleyenler tarafından çağın gerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır.