“Gelin”i, “aileye evlenme yoluyla katılmış olan kadın birey” olarak tanımlanmak mümkündür. Türk aile yapısı dikkate alındığında, geçmiş dönemlerin büyük aile yapısında da, günümüzün çekirdek aile yapısında da gelinin yadsınamaz bir yeri ve rolü vardır. Bu yer ve rol, birbirine çok yakın kültürel yapılardaki aileler olması durumunda bile, “gelin”in geldiği aile; geldiği ailenin de “gelin” için, bir kültür ve otorite çatışması alanına dönüşmesine neden olabilmektedir. Bu çatışmalar, aileye katılan kişinin az veya çok farklı bir dünya görüşüne sahip olması, karakteri ve alışkanlıklarıyla farklılık göstermesi, yeni akrabalar edinmenin verdiği yabancılık hissi, varlığı daima kabul gören kuşaklar arası uyumsuzlukların bu ilişkileri etkilemesi, aile içindeki bireylerin birbirlerine göre konumları, her iki tarafın da kendi düşünce ve alışkanlıklarını ön planda tutması, fiziksel özelliklerin beğenilmemesi gibi çeşitli sebepler nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Konu “gelin” olduğunda, geleneksel aile tipinde gelinin ev ortamında en çok muhatap olduğu kişi de “kayınvalide”dir. Kayınvalide, bu tür malzemelerde “anne” veya “kayınvalide” yerine “kaynana” şeklinde, büyük ölçüde olumsuz bir arka plan içeren adlandırmayla yer alabilmektedir. Dolayısıyla, bu ikili arasında yaşananlar, hatta “gelin” daha gelmeden başlayan değerlendirmeler, mizahın da yaygın malzemesi hâline gelebilmektedir. Günümüz çekirdek aile şartlarında eskisi kadar olmasa bile, geçmiş irdelendiğinde çeşitli dönemlerde Türk aile yapısında kayınvalidenin gelin veya gelinler üzerinde mutlak bir otoritesinin bulunması, “gelin” fıkralarında ikincil tip olarak en çok kayınvalidenin yer almasına sebep olmakla birlikte, ailenin diğer fertleri de bu ilişki çerçevesine girdiği ölçüde “gelin” fıkralarında yer alabilmektedir. Buna gelinin evlendiği kişi de dâhildir. Türk halk edebiyatında türkü, mâni, fıkra, halk hikâyesi, tekerleme gibi türlerde bu tür çatışmalar, şikâyet, bezginlik, mizah, sitem gibi farklı duygularla dile getirilebilmektedir. Fıkralarda ise konu mizahi boyut yüklenerek işlenmektedir. Sadece Türkiye Türklerinde değil, diğer Türk boylarında da “gelin” konulu fıkralar bulunmaktadır. Türk Dünyasından tespit edilen “gelin” fıkraları gülme teorileri açısından değerlendirildiğinde, bütün teorilerin söz konusu fıkralar için geçerli olduğu görülmektedir. Ailenin temel fertleriyle “gelen” fert arasındaki uyumsuzluk, “gelen” ile önceden beri o ailede var olanların birbirlerine karşı takındığı üstünlük, zaman zaman verilen iğneleyici cevaplarla ulaşılan rahatlama ve karşılaşılan problemlerin yarattığı duygusal karmaşa bu fıkralarda gülmeye sebep olmaktadır. Fıkralarda gelin ile geldiği ailenin fertlerinin çatışması güldürücü boyutuyla işlenirken aslında mizahi öğenin altında yatan problemler de ortaya çıkmaktadır. Bu problemlerle, “Gelin” ile ilgili fıkra metinleri, edebiyat sosyolojisinin ilgilenebileceği boyutta bir konudur ve “gelin” konusunda Türk Dünyası fıkralarında benzerlik ve farklılıklar vardır. Bu makalede gelin ile kayınanne, kayınbaba ve damat arasındaki çatışmaya dayalı mizah ve problemler, Türk Dünyası fıkralarından örneklerle ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Folklore |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 17 Issue: 130 |
Millî Folklor is licensed under a Attribution-NonCommercial 4.0 International license https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/