Tarihsel süreçte pek çok toplumun kendine özgü ölü gömme geleneklerinin olduğu bilinmektedir. Bu merasimlerde gerçekleşen uygulamalardan birisi cenazelerinin tahnit edilmesi uygulamasıdır. Tahnit, cesedin bozulmasını önlemek için iç organlarının çıkarılarak belirli formüllere tabi olarak tütsülenme ve ilaçlanma yapılmasıdır. Daha çok antik Mısır uygarlığıyla özdeşleşen ve firavunların cesetlerinin mumyalanması suretiyle gerçekleşen benzer bir uygulama ile cesedin uzuvlarının bozulmadan saklandığı bilinmektedir. Eski Türk topluluklarından Hunlarda, Göktürklerde ve Oğuzlarda da tahnit uygulamasına dair örnekler görülmektedir. Geleneğin bir uzantısı olarak ilk Türk-İslâm devletleri, Selçuklu ve Osmanlı Devleti’nde de tahnit adı verilen bir uygulamadan bahsedilmektedir. Bu devirlerde gerçekleştirilen tahnit uygulaması farklı gerekçelere dayandırılmaktadır. Bunlar cenaze töreninin ileri bir tarihte yapılacak olması, padişahın ölüm haberinin doğuracağı kargaşadan dolayı ölümünün gizlenmesi yahut cesedin bulunduğu yerden devlet merkezine nakli esnasında muhafazası zorunluluğu gibi unsurlardır. Böylelikle iç organları çıkarılarak bir takım kimyasal işlemlerden geçen cenazenin sağlam kalması ve belli bir süreliğine muhafazası sağlanırdı. Osmanlı erken dönem padişahlarından Osman Gazi fetih arifesinde; I. Murad savaş meydanında, I. Bayezid esaret hayatında, I. Mehmed bir av esnasında, II. Murad baş ağrısından ve II. Mehmed ise yeni bir sefer için Üsküdar’a geçtikten sonra vefat etmiş ve cenazelerine tahnit işlemi uygulanmıştır. Bu çalışma, vefatlarını müteakip cenaze teşrifatının bir parçası olarak tahnit uygulanan erken dönem Osmanlı padişahlarının tespit edilerek cenazelere tahnit sürecinde ve sonrasında hangi işlemlerin uygulandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Cenaze Defin Mumyalama Tahnit erken dönem Osmanlı Funeral Burial Embalming Early Ottoman Period
It is known that many societies have their own burial traditions in the historical process. One of the practices that took place in these ceremonies is the embalming of their corpses. It is known that with this practice, which is mostly identified with the ancient Egyptian civilization and carried out by mummification of the corpses of the pharaohs, the limbs of the corpse were kept intact. Examples of this practice can also be seen among the Huns, Gokturks and Oghuzs from the old Turkic communities. In the first Turkish-Islamic states, the Seljuk and Ottoman Empires, a practice called embalming is mentioned, although it does not exactly overlap with embalming. The embalming practice carried out in these periods is based on the obligation that the funeral ceremony will be held at a later date, the death of the sultan must be concealed due to the turmoil caused by the news of his death, or the corpse must be preserved during transport from the place where it was found to the state center. In this way, it was aimed to keep the corpse intact and to be preserved for a certain period of time, which had undergone a number of chemical processes by removing its internal organs. Osman Gazi, one of the early Ottoman sultans, on the eve of the conquest; Murad I died on the battlefield, Bayezid I died in captivity, Mehmed I during a hunt, Murad II died of a headache and Mehmed died after she went to Üsküdar for a new expedition and their bodies were embalmed. This study aims to identify the early Ottoman sultans who were embalmed as a part of the funeral ceremony following their death and to reveal which procedures were applied to the funerals during and after the embalming process.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2022 |
Submission Date | July 6, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 5 Issue: 2 |
Articles published in Ortaçağ Araştırmaları Dergisi are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY-NC 4.0). Ortaçağ Araştırmaları Dergisi provides immediate open-access to its content, reflecting its conviction in advancing global knowledge exchange. The opinions presented in the articles are the sole responsibility of their respective authors and do not present the view or opinions of Ortaçağ Araştırmaları Dergisi. Terms of Use & Privacy Policy