Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen ve belirli şekil şartlarını taşıyan bono, kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi içermektedir. Bonoda, geçerliliği üzerinde etki doğurmayan birtakım ihtiyari kayıtlar bulunabilir. Bononun düzenlenmesine dayanak teşkil eden ve taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin sebebini gösteren bedel kaydı da bu kayıtlardan birisidir. Uygulamada bono üzerinde sıklıkla “nakden” veya “malen” şeklinde kayıtlarla karşılaşılmaktadır. Bedel kaydının yazılıp yazılmamasının bononun geçerliliği üzerinde bir etkisi yoktur. Bununla birlikte bonoda düzenleme sebebini gösteren bu kayıtların aksinin ileri sürülmesi, açılan davalarda tarafların ispat yükü bakımından özellik arz etmektedir. Senet metnine ve senet metninde açıklanan senedin düzenlenme sebebine aykırı beyanda bulunma anlamına gelen “talil” Yargıtay kararlarında ispat yükünü belirleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bedel kaydının aksi taraflarca ileri sürüldüğünde bono talil edilmiş olmakta, bu halde bonoyu talil eden, ispat yükünü üzerine almaktadır. Sebebin değiştirilmesi, senette yer alan alacak miktarını değil, ancak tarafların iddia ve savunmalarını etkileyecek, daraltacak veya genişletecek bir etki doğurduğu takdirde ispat yükü yer değiştirebilmektedir. Bonodaki bedel kaydı, tek taraflı olarak talil edilebilmektedir. Tek taraflı talil, borçlu veya alacaklı tarafından yapılabilmektedir. Çift taraflı talil hâlinde ise her iki tarafın da bono üzerinde yer alan kayıt dışı bir sebep göstermesi durumu söz konusudur.
Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen ve belirli şekil şartlarını taşıyan bono, kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi içermektedir. Bonoda, geçerliliği üzerinde etki doğurmayan birtakım ihtiyari kayıtlar bulunabilir. Bononun düzenlenmesine dayanak teşkil eden ve taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin sebebini gösteren bedel kaydı da bu kayıtlardan birisidir. Uygulamada bono üzerinde sıklıkla “nakden” veya “malen” şeklinde kayıtlarla karşılaşılmaktadır. Bedel kaydının yazılıp yazılmamasının bononun geçerliliği üzerinde bir etkisi yoktur. Bununla birlikte bonoda düzenleme sebebini gösteren bu kayıtların aksinin ileri sürülmesi, açılan davalarda tarafların ispat yükü bakımından özellik arz etmektedir. Senet metnine ve senet metninde açıklanan senedin düzenlenme sebebine aykırı beyanda bulunma anlamına gelen “talil” Yargıtay kararlarında ispat yükünü belirleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bedel kaydının aksi taraflarca ileri sürüldüğünde bono talil edilmiş olmakta, bu halde bonoyu talil eden, ispat yükünü üzerine almaktadır. Sebebin değiştirilmesi, senette yer alan alacak miktarını değil, ancak tarafların iddia ve savunmalarını etkileyecek, daraltacak veya genişletecek bir etki doğurduğu takdirde ispat yükü yer değiştirebilmektedir. Bonodaki bedel kaydı, tek taraflı olarak talil edilebilmektedir. Tek taraflı talil, borçlu veya alacaklı tarafından yapılabilmektedir. Çift taraflı talil hâlinde ise her iki tarafın da bono üzerinde yer alan kayıt dışı bir sebep göstermesi durumu söz konusudur.
The note, which is regulated in the Turkish Commercial Code and has certain form conditions, contains an unconditional payment promise. The note may contain some discretionary provisions that do not affect its validity. The amount provision, which shows the reason for the fundamental debt relationship that forms the basis of the issuance of the note between the parties, is among these dispensary provisions. In practice, “in cash” or “in goods” provisions are often encountered on the note. The amount provision whether written or not has no effect on the validity of the note. However, asserting the contrary of these provisions, which show the reason for the issuance in the note, is peculiar in terms of the burden of proof of the parties in the lawsuits filed. The concept of altering the note, which means making a statement contrary to the text of the promissory note and the reason for the issuance explained in the promissory note, appears as an element that determines the burden of proof in the decisions of the Supreme Court. When the parties claim to the contrary of the amount provision, the case of altering the note arises and the claiming party assumes the burden of proof. The burden of proof can be changed only if the change of reason has an effect that will affect, narrow or expand the claims and defenses of the parties, not the amount of receivables in the promissory note. The amount provision in the note can be altered unilaterally. A unilateral claim can be made by the debtor or the creditor. In the case of a double-sided alteration, both parties show an unregistered reason on the note.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | December 10, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 2 |