Problem Durumu: İki
Faktör Modeli, çok boyutlu madde tepki kuramı (multidimensional item response
theory) modellerinden biridir. İki faktör modeline
göre birden fazla spesifik (özgül) faktör ve bu faktörler tarafından açıklanan
bir genel faktör vardır ve ayrıca bu özgül etkilerin genel faktör üzerinde
etkisinin olduğunu varsayılmaktadır. Tüm madde tepki
kuramı modellerinde olduğu gibi İki
Faktör modelinin de kendine özgü varsayımları vardır. İki
Faktör Model’inin en önemli varsayımlarından biri verinin hem genel faktörü hem
de spesifik faktörleri içermesidir. Bu varsayım karşılanması
zor bir varsayım olmamakla birlikte çok boyutlu veriyi gerektirmektedir. Diğer
varsayım olan faktörlerin dik (orthogonal) yani birbirinden bağımsız
(ilişkisiz)
olması ise pratikte karşılanması çok mümkün
olmayan bir varsayımdır. İlişkili
faktörleri dik olmaya zorlamak ise ölçülen yapı ile ilgili olarak bilgi kaybına
neden olacak ve güvenilir olmayan parametre kestirimleri ile sonuçlanacaktır.
Bu çalışma
aracılığıyla
İki
Faktör Modelin kullanımını kısıtlayan varsayımın incelenmesi ve belirli
kriterler ışığında
değerlendirilmesi
ile elde edilecek sonuçların alan yazına hem teorik anlamda hem de modelin daha
doğru
uygulanabilirliği açısından önemli katkılar sağlayacağı
düşünülmektedir.
Araştırmanın Amacı: İki
Faktör Kuramı, gerektirdiği varsayımdan (diklik)
dolayı kullanımı sınırlanan bir kuramdır. Bu sınırlılığının
yanı sıra psikolojik ve eğitsel yapıların
modellenmesinde ve ölçek geliştirme çalışmalarında
bu varsayım göz ardı edilerek sıklıkla kullanılmaktadır. Diklik varsayımının sağlanmadığı
koşullarda
psikolojik ve eğitsel yapıların doğru
modellenmesi, geliştirilen ölçeğin
doğru
faktör yapısına ulaşması ve parametre
kestirimlerinin doğru olması mümkün
olmayacaktır. Bunun yanı sıra eğitim ve psikoloji
alanında faktörler arası korelasyonun sıfır olduğu
ölçme araçları geliştirmek neredeyse
imkansızdır. İlişkili
faktörleri dik olmaya zorlamak ise ölçülen yapı ile ilgili olarak bilgi kaybına
neden olacak ve güvenilir olmayan parametre kestirimleri ile sonuçlanacaktır.
Parametre kestirimlerinin kesinliği
ve doğruluğu
ise yapılan her ölçme işleminde önemli bir
durumdur. Çünkü parametre kestirimleri, madde performansı ve yanıtlayıcı
yetenek düzeyinin belirlenmesinde önemli bir unsurdur. Belirtilen bu gerekçelerden
kaynaklı, iki faktör kuramının, spesifik faktörler arası farklı ilişki
düzeylerine olanak tanıyarak incelenmesi yani hangi diklik ihlal düzeylerinin
kuram tarafından tolere edilip, diklik ihlaline rağmen
kararlı, kesin ve doğru kestirimler yapılabildiğinin
belirlenmesi bu araştırmanın amacıdır.
Araştırmanın Yöntemi: Bu
araştırma
için veriler simülatif yolla iki adet (Model-1 ve Model-2) İki
Faktör iki parametreli modele göre üretilmiştir.
Model-1 iki spesifik faktör arasında çapraz yüklenmelerden dolayı oluşan
diklik ihlalini gösteren modeldir. Burada incelenen nokta iki spesifik faktör
arasındaki diklik ihlalinin tüm faktörlerdeki parametre kestirimlerine olan
etkisidir. Model-2 ise, tüm spesifik faktörler arasındaki ilişkiyi
göstermektedir. Spesifik modellerde manipüle edilen değişkenler
faktörler arası korelasyon düzeyleri ve test uzunluklarıdır. Kurulan modeller için korelasyon
kabul düzeyleri 0.10 (çok düşük), 0.40 (orta),
0.70 (yüksek) olarak ele alınmıştır. Spesifik
faktörlerdeki madde sayılarına karar vermek amacıyla yapılan alan yazın
incelemesi sonucunda test uzunlukları 12, 40 ve 100 madde olarak belirlenmiştir. Araştırma
boyunca sabit tutulacak (manipüle edilmeyecek) değişken
ise örneklem (5000) büyüklüğüdür. Replikasyon
sayısı ise 200 olarak belirlenmiştir. Parametre
kestirimlerinin replikasyonlar boyunca doğruluğunun
değerlendirilmesi;
ortalama yanlılık (mean bias), RMSE
(hataların kareleri ortalamasının karekökü) ve kestirimlerin standart hatası
(Standart Error) ile yapılmıştır.
Araştırmanın Bulguları:
Ayırt edicilik parametreleri için tüm test uzunluklarında Model 1 ve Model 2
için görülen örüntü aynı şekildedir. Madde
sayısındaki artış ayırt edicilik
parametrelerinin kestirim kesinliğinde
yani güvenirliğinde düşüşe
neden olmuştur. Bu durum yanlı madde miktarındaki
artış
ile açıklanabilir. Yani modele ne kadar ilişkili
madde eklenirse değişkenlik
o kadar artmıştır. İki
faktörün ilişkili olması durumu (Model-1) ile tüm
faktörlerin ilişkili olması durumunun (Model-2), ayırt
edicilik parametrelerinin kestiriminde neredeyse aynı etkiye sahip olduğu
söylenebilir. Sonuç olarak her iki model için de parametre kestirim doğruluğu
arasında farklılık yoktur. Buradan yola çıkarak model türünün parametre
kestirim doğruluğuna
etkisi olmadığı söylenebilir. Güçlük parametresinin
kestiriminde, iki spesifik faktörün ilişkili
olma durumu (Model 1) ile tüm spesifik faktörlerin ilişkili
olma durumunun (Model 2) neredeyse aynı etkiye sahip olduğu
söylenebilir. Yani model türünün güçlük parametre kestirim doğruluğuna
etkisi olmadığı söylenebilir. Birey parametreleri
incelendiğinde, test uzunluğu
ile doğru
orantılı şekilde
değişkenliğin
azalması test uzunluğunun parametre iyileşmesinde
etkisi olabileceğine işaret
etmektedir. Yine de değişkenlik
tüm test uzunluklarında yüksektir. Bu durum parametre kestirim güvenirliklerini
düşürmektedir.
Birey parametrelerinin kestiriminde, iki spesifik faktörün ilişkili
olma durumu ile tüm spesifik faktörlerin ilişkili
olma durumunun neredeyse aynı etkiye sahip olduğu söylenebilir.
Araştırmanın Sonuçları ve
Önerileri: Kestirim doğruluğu
en düşük
parametrelerin güçlük parametreleri olduğu
görülmüştür.
Ayırt edicilik, güçlük ve birey parametrelerinin kestirim doğruluğunda
ise modelin öneminin olmadığı görülmüştür.
Yani iki spesifik faktörün ilişkili olma durumu
(Model 1) ile tüm faktörlerin ilişkili
olma durumu (Model 2) hem birey hem de madde parametrelerinin kestirim doğruluğunda
aynı etkiye sahiptir. Madde sayısını arttırmak, birey parametrelerinin kestirim
kesinliğini
yani güvenirliğini arttırmıştır.
Birey parametrelerinde gözlenen bu durum, madde sayısı arttıkça bireyin örtük
özelliğinin
daha iyi açıklandığının bir sonucudur. Birey
parametrelerinin kestiriminde, güvenirliği
en düşük
parametre kestirimleri her iki model için de (Model 1ve Model 2) en küçük test
uzunluğundadır.
Test uzunluğu arttıkça kestirim güvenirliği
de artmıştır.
Buna rağmen
tüm test uzunluklarında ve diklik ihlal düzeylerinde kestirim güvenirliği
en düşük
parametreler birey parametreleridir. Madde
ve birey parametrelerinin kestirimi psikolojik ve eğitsel
amaçlı değerlendirmelerde
önemli bir unsurdur. İki faktör kuramının ilişkili
yapılarda kullanılması yanlı parametre kestirimlerine, parametre
kestirimlerindeki yanlılık ise değerlendirme
sonuçlarında yanlılığı doğuracaktır.
Literatürde varolan araştırmalar iki faktör
kuramının ilişkili yapılarda bile çok iyi düzeyde
uyum verdiği ve robust bir model olduğu
belirtmektedir. Bu araştırmada ise parametre
bazında yanlılık incelendiğinde bu robust yapı görülememiştir.
İki
faktör kuramı, birey parametrelerinin kestiriminde test uzunluğu
arttıkça diklik varsayımı ihlalini daha iyi tolere edebilmektedir. Bu kuramı
kullanmak isteyen uygulayıcıların büyük madde havuzları ile çalışmaları
önerilir. Tüm korelasyon düzeylerinde parametre kestirim doğrulukları
yaklaşık
olarak aynı çıkmıştır. Yeni çalışmalar
ara korelasyon (0.25, 0.35 vb.) düzeyleri ile tekrarlanabilir.
Anahtar Kelimeler: Çok boyutlu madde
tepki kuramı, İki
faktör Madde Tepki Kuramı, diklik varsayımı, parametre kestirim yanlılığı,
faktör analizi.
Çok boyutlu madde tepki kuramı İki faktör Madde Tepki Kuramı diklik varsayımı parametre kestirim yanlılığı faktör analizi
Purpose: This study
aims to investigate the orthogonality assumption, which restricts the use of
Bifactor item response theory under different conditions.
Method: Data of the
study have been obtained in accordance with the Bifactor model. It has been
produced in accordance with two different models (Model 1 and Model 2) in a
simulated way.
Results: As a result
of the research, it was found out that the case that two factors were correlated
(Model 1) and that all factors were correlated (Model 2) had the same effect on
the accuracy of both person and item parameter estimations. While estimating
the discrimination parameters, as the orthogonality violation increased, it was
concluded that the bias increased, too. As the test length increased, the
accuracy of estimations of discrimination and difficulty parameters, namely the
reliability decreased. Increasing the number of items increased the accuracy of
person parameters, which was the reliability.
Implication for Research and Practice: As test length increases, the Bifactor theory can better tolerate the
orthogonality violation in estimation of person parameters. The practitioners
who want to use this theory are recommended to work with large item pools. At
all correlation levels, the accuracy of the parameter estimations was
approximately the same. New studies can be repeated with intermediate
correlation levels. Among all the parameters, the parameters whose estimation
reliability is the lowest were found to be person parameters.
Multidimensional item response theory Bifactor item response theory Orthogonality assumption confidence Bias of parameter estimation Factor analysis
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 79 |