Yeh-lü Ta-shih received a very good princely education as a member of the Khitan Liao Dynasty, which dominated Northern China. Ta-shih, who achieved high success in traditional Chinese exams, struggled to save the collapsing Khitan State in the early years of his career, which he started as an administrative and military governor. Yeh-lü Ta-shih, who gained military experience after his first encounter with the troops of the Southern Song Dynasty, also fought with the northern enemies, the Jurchens, who emerged as a major threat to the Khitan State. At this time, Ta-shih led a coup against the Liao Emperor. However, later, thinking about the future of the state rather than his personal interests, he returned to the legitimate emperor. Meanwhile, although he was captured by the Jurchens, he managed to escape after a while. He opposed the strategic mistakes of the Liao Emperor, who was inadequate against the enemy’s advance. This situation brought Yeh-lü Ta-shih to the stage of history as an intelligent statesman, a brave warrior and a determined leader. In the second decade of his political and military career, Ta-shih acted individually and tried to revive the Khitan State. In 1124, he declared himself king and established dominance over the nomadic regions in the northwest. However, following the Jurchen prosecution, he ultimately carried the Khitan remnants to a new future in the west under his own political leadership. Ta-shih became a center of attraction among nomads in the west. The third decade of Ta-shih's political and military career was full of success. Ta-shih entered Balasagun in 1133 and put an end to the Eastern Karakhanid domination there. Yeh-lü Ta-shih laid the foundations of the Qara-Khitai State centered in Balasagun here. Although a revenge campaign against the Jurchens in the east failed, the Qara-Khitai State in the west became an ever-growing and strengthening administration under Ta-shih's leadership. The great victory against the Western Karakhanid State opened the doors of domination of Turkestan and Transoxiana. Yeh-lü Ta-shih’s political and military career reached its peak with the victory of Qatvan against the Great Seljuk State. Ta-shih, who made the Western Karakhanid State a subordinate state, also subjected the Khwarezm region to the west of the Ceyhun River to tribute.
Yeh-lü Ta-shih, who is generally introduced with the title “Gurkhan” in Islamic sources, appeared on the stage of history as an educated administrator and master warrior. He founded a new state in the west, literally from the ashes of the Khitan State. His charismatic leadership among the nomads enabled Ta-shih to become the founder of a powerful state stretching from the borders of China in the east to the Aral Lake in the west. The strong dominance he established as a foreigner in Turkestan, where the Turkish-Islamic civilization was deeply settled, reflects his administrative and military success. Ta-shih’s fame with the victory of Qatvan reached the Crusaders in Palestine and caused legends to spread about his strong personality. Although the sources of the period reacted against the Qara-Khitai administration with the expressions “infidel and idolater”, contemporary Muslim authors speak highly of Yeh-lü Ta-shih’s strong personality and his just and tolerant administration.
Yeh-lü Taşi, Kuzey Çin’de hâkim bulunan Kitan Liao Hanedanı’nın bir mensubu olarak çok iyi bir prenslik eğitimi aldı. Geleneksel Çin sınavlarında üst düzey bir başarı kazanan Taşî, idarî ve askerî bir vali olarak başladığı kariyerinin ilk yıllarında çökmekte olan Kitan Devleti’ni kurtarmak için mücadele etti. Güney Song Hanedanlığı’nın birlikleriyle ilk karşılaşmalarından sonra askerî bir deneyim kazanan Yeh-lü Taşi, Kitan Devleti’ne karşı büyük bir tehdit olarak ortaya çıkan kuzey düşmanı Cürcenlerle de savaştı. Taşi, bu sırada Liao İmparatoru’na karşı düzenlenen bir darbeye öncülük etti. Ancak daha sonra şahsi menfaatinden ziyade devletin geleceğini düşünerek meşru imparatorun yanına geri döndü. Bu sırada Cürcenlere esir düştüyse de bir süre sonra kaçıp kurtulmayı başardı. Düşmanın ilerleyişine karşı yetersiz kalan Liao İmparatoru’nun stratejik hatalarına karşı çıktı. Bu durum Yeh-lü Taşi’yi zeki bir devlet adamı, yiğit bir savaşçı ve kararlı bir lider olarak tarih sahnesine çıkardı. Taşi, siyasi ve askerî kariyerinin ikinci on yılında bireysel olarak hareket edip Kitan Devleti’ni yeniden diriltebilmek için uğraştı. 1124 yılında kendisini kral ilan edip kuzeybatıdaki göçebe bölgeler üzerinde hâkimiyet kurdu. Ancak Cürcen takibatı üzerine neticede Kitan kalıntılarını kendi siyasî liderliği altında batıda yeni bir geleceğe taşıdı. Taşi, batıda göçebeler arasında bir cazibe merkezi haline geldi. Taşi’nin siyasi ve askerî kariyerinin üçüncü on yılı başarılarla doluydu. Taşi, 1133 yılında Balasagun’a girerek buradaki Doğu Karahanlı hâkimiyetine son verdi. Yeh-lü Taşi, burada Balasagun merkezli Karahıtay Devleti’nin temellerini attı. Doğuda Cürcenlere yönelik tertip edilen bir intikam seferi başarısızlıkla sonuçlansa da batıda Karahıtay Devleti, Taşi’nin liderliği altında sürekli büyüyen ve güçlenen bir idare haline geldi. Batı Karahanlı Devleti’ne karşı kazanılan büyük zafer, ona Türkistan ve Mâverâünnehir hâkimiyetinin kapılarını açtı. Yeh-lü Taşi’nin siyasî ve askerî kariyeri Büyük Selçuklu Devleti’ne karşı kazandığı Katvan zaferiyle doruk noktasına ulaştı. Batı Karahanlı Devleti’ni kendisine tâbi bir devlet haline getiren Taşi, Ceyhun Nehri’nin batısındaki Harezm bölgesini de haraca bağladı.
İslam kaynaklarında genellikle “Gürhan” unvanıyla tanıtılan Yeh-lü Taşi, eğitimli bir idareci ve usta bir savaşçı olarak tarih sahnesine çıktı. Kitan Devleti’nin adeta küllerinden batıda yeni bir devlet kurdu. Göçebeler nezdindeki karizmatik liderliği Taşi’ye doğuda Çin sınırlarından batıda Aral Gölü’ne kadar uzanan güçlü bir devletin kurucusu olma imkânını sağladı. Türk-İslam medeniyetinin köklü bir şekilde yerleştiği Türkistan’da, dışarıdan gelen bir yabancı olarak kurduğu güçlü hâkimiyet onun idarî ve askerî başarısını yansıtmaktadır. Taşi’nin Katvan zaferiyle kazandığı şöhret Filistin’deki Haçlılara kadar ulaşmış ve onun güçlü kişiliği hakkında efsanelerin yayılmasına sebep olmuştur. Her ne kadar dönemin kaynakları Karahıtay idaresine karşı “kâfir ve putperest” ifadeleriyle tepkilerini gösterseler de çağdaş Müslüman müellifler Yeh-lü Taşî’nin güçlü kişiliğinden, adaletli ve hoşgörülü idaresinden övgüyle bahsetmektedirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Orta Asya Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |