Erken dönemlerden itibaren sikke kullanmaya başlayan İskitlerin (Grek ve Rum ustalara kestirmişlerdir) Göktürkler döneminde kendilerine ait stilistik özelliklere sahip paralar kestirdikleri bilinmektedir. Kesim ve yazım stillerinden Sogdlu ya da Çinli ustalara kestirdikleri anlaşılan sikkeleri zamanla geliştirerek, yerleşik dünyanın içinde yer aldığı ticari hayata Uygurlarla birlikte biz de varız diyerek güçlü bir giriş yaptıkları görülecektir. Karahanlılar ve Selçuklularla zirve dönemini yaşamaya başlayan sikkeler, gerek gümüş kalitesi gerek yazı stilleri gerekse tedavüldeki değer kabulleri ile şehirlilere artık kendilerini kabul ettirecek, güç ve kudretin sembolü haline geleceklerdir. Anadolu Selçukluları ile şaheser örnekler veren Türk sikke tarihi, Moğol zulmüne ve ekonomik yıkımına rağmen gelişim seyrini sürdürerek, Beylikler döneminde de var olmaya çalışmış, isimsiz anonim sikkeler keserek “korku dönemini” atlatmayı başarmıştır.
Osmanlının kuruluşu ile birlikte, eski Orta Asya geleneğinin izleri varlığını devam ettirmiş, Kayı boyu damgası ve diğer damgalar, beylikler ortadan kaldırılana kadar varlığını sürdürmüştür. Eski Türk yaşamına dair olan bütün kültürel unsurlar, İslam medeniyet dairesinde yer almasına rağmen geleneğin dışına taşarak örfi hukuku yaşatmaya devam etmiştir. Ok atan süvariler, insan yüzü tasvirleri, at, ejderha, aslan, tavşan, güvercin, keklik, tavuş kuşu, balık gibi hayvanları dirhem ve mangırların üzerine darbetmeye devam etmişlerdir. Kendine ait medeniyeti ve onu süsleyen ticari hayatına özel, halkının kabulüne uygun boyut ve ağırlıklarda sikke kestiren sultanlar, asla gösterişe kaçmamışlardır. Osmanlının ekonomik olarak hırpalanmaya başladığı yıllarda gösterişli, ağırlığı fazla olan ve büyük boyutlarda paralar darp edilmeye başlamıştır. Piyasadaki altın ve gümüş rezervini sarsacak kadar yüksek ayar ve sayı ile basılan dinar ve dirhemler, ekonominin kötü olması sebebi ile piyasayı canlandıramayacaktır. Yurtdışında darbedilen sikkelerin maliyeti de hazineye yük getirecek, metal değeri dışında basım masrafları ve yol giderleri de iyiden iyiye sarsıntıyı artıracaktır. Aslında sikkelerin durumundan, satın alma gücünden, ayar kaybından, basım kalitesinden Osmanlı ekonomisinin hangi dönemde nereye doğru gittiğini görmek mümkündür. İşte bu seyri, her döneme ve sultana ait örneklere ortaya koyarak, ekonomideki sarsıntıları ve kültürel açıdan Orta Asya geleneğinden kopmaya başlayan Osmanlının sikke tarihinin gelişim seyri, nümizmatik boyutuyla açıklanmaya çalışılacaktır.
Osmanlı Devleti ekonomi darphane nümizmatik akçe medini mangır pul
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 9 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 4 |