Kendine özgü bir alansallaşma tarihi olarak çeviri konulu bilimsel (iddialı) akıl yürütmelerinin başlarında Holmes’ün çıkışı dışında çeviri araştırmalarının yöntem sorunsalına dair açıktan veya örtük savunulara pek nadiren rastlanmaktadır. Bu nedenle günümüzde dahi konu dizgeli bir çerçeve içinde hala bir netliğe kavuşturulabilmiş değildir. Metodoloji konusundaki bu tuhaf rehaveti anlama adına çalışma, çeviribilimsel nitelikli sayılabilecek bir metodolojinin gerekliliğine yönelik bir talebin koşul ve temellerine saydamlık kazandırmaya odaklanmaktadır. Bilim-kuramsal söylemle “gözlem sistematiği” ile ilişkili bu açıklığın (eksikliğin) giderilmesi için gerekli koşulların sorgulanması üzerinden, çalışmada böyle bir gözlem sistematiğinin tasarımına dönük zemin yoklaması yapılacaktır. Anılan sistematiğin alanın özerkliğini temin etmedeki etkisi ile birlikte metodolojik modelin temellendirilmesinde geçerli olabilecek ilke ve belirleyenleri tartışmaya açmak merkezi önemdeki amaçtır. Metodoloji ile araştırma nesnesi kavramları arasındaki karşılıklı (doğrudan) etkileşimli ilişkinin gerçeğine atıfla irdeleme boyunca çeviribilimsel olgunun araştırılabilir (gözlemlenebilir ve betimlere dönüştürülebilir) bir “nesne”ye evrilmesinde belirleyenler olarak “nesnellik” ile “öznellik” kavram çifti irdelenecektir. Bu kavramsallaşmanın eşliğinde “anlamsal boşluk”, “çevrimsel kategori”, tikel araştırma örneklerinin modelleme usulleri bağlamındaki konular, inceleme boyunca somutluğa kavuşturulacaktır; bununla birlikte olası bir çeviribilimsel metodolojinin gözlem ve betim uzamının tarifi yapılacaktır. Çeviribilimsel metodolojinin bu doğrultuda ne ölçüde sistemli bir dizge konumuna getirilebileceği sorusu üzerinde durulacaktır.
Çeviri olgusu öznellik anlamsal boşluk nesnellik çevrim kategorisi
Nilay Avcı
A very long and the more diffusing the more confusing debate about the borders of a field of translational studies didn’t fulfil the expectations and high-hopes for an autonomy of a discipline, as it was meant and intended in the last decades of the past century. These ambitious and various promises, in every new attempt always appearing as “new approaches”, coming out like mushrooms in every new season, and very busy by declaring a new paradigm of the field, seem especially because of their outward or “imported” ambitions more a lack of the self-confidence, which marks a well-functioning scientific field, growing from bottom up. What is the base and bottom of scientific thinking and reflecting? This, as a central question of this study, has its response in the scientific theoretical discussion, which involves particularly the required clarification of the importance of “methodology”. It is not only surprising but also frustrating that although J. Holmes in the 70’s has insistently underlined this necessity, throughout more than 40 years there was a strange silence regarding this fundamental request. Yet today confusing peripheral issues are swamping the field. In this context this study questions the possible conditions of a compact translatological methodology.
Translatological methodology object subject dichotomy complexity
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim (Diğer) |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 18 |