Erzincan’ın 16. yüzyılda Osmanlı egemenliğine geçmesinden sonraki süreçte, yapı üretimine ilişkin çeşitliliğin ve yoğunluğun olduğu dönem 19. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenir. 1863 yılında dördüncü ordu merkezinin Erzincan’da faaliyete geçmesinden önce de kamusal yapıların inşasına ilişkin girişimler başlamış ve yapı üretimindeki artış ve çeşitlilik 20. yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir. Yapılan arşiv ve kaynak araştırmaları sonucunda çok farklı türde yapı hakkında bilgi toplamak mümkün olmuştur. Bununla birlikte, yazılı ve çizili arşiv belgeleri ile eski fotoğraflar ışığında tespit edilen kamu yapıları; inşa süreçleri, tasarımları, inşai kararları ve usulleri ile mimari özellikleri bağlamında genel hatlarıyla değerlendirilmiştir. Halkın da büyük bir istekle kentin gelişimine destek olduğu ve devlet hazinesinin yetersiz kalması durumunda ianelerle inşa faaliyetlerini destekledikleri anlaşılmaktadır. Yapıların inşasında yaşanan bazı maddi güçlükler, inşa usullerinde taahhüt sisteminin kullanımı, inşaat işlerinin organizasyonunda merkezden gönderilen mühendisler, yerel kalfalar ve askerlerin faaliyetleri tespit edilmiştir. Ayrıca yapılarda “Tanzimat üslubu” olarak bilinen Neo-klasik üslubun yoğun olarak kullanıldığı ve benimsendiği sonucuna ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 18 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 3 |