Havut yapımı Aydın yöresinde geçmişten günümüze temel geçim kaynağı olmaya devam etmektedir. Özellikle Ege Bölgesi’nin kültürel geleneklerinden biri olan deve güreşi, havutçuluk mesleğinin ayakta kalmasını sağlamaktadır. Havut kelimesi Farsça kökenli bir kelime olup kısaca “deve semeri” olarak tanımlanmaktadır. Havut, develerin vücut yapısı ve sağlık şartları gibi küçük ayrıntılar dikkate alınarak nakış şeklinde işlenip, estetiğe kavuşturulan bir materyal olarak tasarlanmaktadır. Bu araştırma el emeği göz nuru bir el sanatı olan havutun nasıl yapıldığını yine bir havut ustasının deneyimlerinden yola çıkarak aktarmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadaki bulgulara göre develerin havut giyme dönemi “havut sezonu” her yılın Kasım ayı ile Mart ayları arasını kapsamaktadır. Havut yapımında en fazla sarı, kırmızı ve pembe renkler tercih edilmektedir. Kullanım durumu ve muhafaza ediliş şekline göre havut ortalama 2 ile 3 yıl arasında kullanılabilmektedir. Havut yapımındaki en temel nokta “zömbek” denilen sivri yerin saz ile doldurulması aşamasıdır. Son yıllarda havut ustalarının sayısındaki azalma dikkat çekmektedir. Bu değerlendirmelere göre havutçuluk mesleğinin devam etmesi için en azından bir sanat dalı olarak yaşatılmasının doğru olacağı düşünülmektedir. İleride cazgırlık, kolancılık ve işlemecilik gibi devecilik kültürünü yansıtan diğer meslekler hakkında da araştırmalar gerçekleştirilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 8 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
DERGİMİZİN TÜRK DÜNYASINA AKADEMİK BAKIŞI
Milli Kültür Araştırmaları Dergisi akademik yayın hayatı, "Turan Kurultayı" sonuçları ile paralel yöndedir ve bu hedefler doğrultusunda yayın yapmaktadır.
Sonuç bildirgesi ana teması: Köklere inemezseniz göklere yükselemezsiniz..
Hedefi: 21. Yüzyıl Türk Asrı Olacaktır…
Macaristan’ın Başkenti Budapeşte yakınlarında Bugac’ta düzenlenen TURAN KURULTAYI’nda Türk soyundan gelen Macar, Azeri, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardino, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kırgız,Kumuk, Moğol, Nogay, Oğuz, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur ve Yakut boyları bir araya gelerek aşağıdaki kararları almıştır…
1) Ümitlerimizi yeşerten Türk Devletler Teşkilatı’nın kurulması memnuniyetle karşılanmıştır.
2) Bütün dünyaya adından bahsettiren Türk Devletler Teşkilatı daha aktif hâle getirilmelidir.
3) Bu bağlamda Türk Devletler Teşkilatının ikinci ve üçüncü halkaları mutlaka kurulmalıdır.
4) Teşkilatın kurulacak ikinci ve üçüncü halkalarında, “Türk Devletler Teşkilatında biz neden yokuz” diyen pek çok devlet gibi, Balkanlar’dan Moğolistan’a, Uyguristan’dan-Kore’ye kadar bütün akraba toplulukları yer almalıdır.
5) Bunun dışında; Özellikle Balkan Türkleri olmak üzere, Kamboçya’dan-Sri Lanka Türklerine, Pakistan ve Himalaya’daki Türklerden, Girit Türklerine, Libya’da ki Türklerden-Irak’taki Türkmenelindeki Türklere, Romanya Türklerinden-Kırım’a, Nijer’de yaşayan Tuaregler’den-Doğu Afrika’da ve Ortadoğu’da yaşayan Osmanlı Türkü’nün torunlarına, Sibirya’dan Kafkaslara, Tacikistan’a kadar hiçbir oba ve aşiretleri dışarıda bırakmadan temsilci alınması zarûrî olmuştur.
6) İşte öyle bir yapıya büründürülecek Türk Devletler Teşkilatı’nın önemli çalışması hâline gelen TURAN KURULTAYI için teklifimiz; bundan böyle dönüşümlü olarak her iki yılda bir diğer Türk Cumhuriyetlerinin birinde, olimpiyat oyunlarıyla, ekonomik ve kültürel oturumlarıyla kısaca her yönüyle icrâ edilmelidir.
7) Bugün Türk Devletler Teşkilâtının kurulması gibi; Turan Birliğini kurma mücâdelesi için, tam 100 yıl önce şehit düştüğü 4 Ağustos 1922’ye kadar, işgaldeki Türk Devletlerini kurtararak TURAN bayrağı altında biraraya getirmek isteyen Enver Paşa unutulmamalıdır. Anıtı dikilmeli, hayatı ve mücadelesi film yapılarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.
8)Türk Devletler Teşkilatının bünyesinde ortak ordu, ortak pazar ve ortak parlamento kurulmalı ve üçer aylık dönemlerde Macaristan Parlamentosunda toplanarak yapılan çalışmalar gözden geçirmelidir.
10) Yine TDT bünyesinde Türk Dünyası Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü,Türk Dünyası Akademisyenler Birliği, Türk Dünyası Tarım Birliği (hayvancılık dahil), Tür Dünyası Sağlık Teşkilatı ve Türk Dünyası Arama Kurtarma (TÜDAK) kurulmalıdır.
11) Türk Dünyası Ekomomik Formu iki yılda bir Türk Dünyasının kalbi konumundaki Aşkabat’ta yapılmalıdır.
12) Türk Dünyası Bilim Olimpiyatları iki yılda bir Özbekistan’da icra edilmelidir.
13) Türk Dünyası Uzay Araştımaları Enstitüsü kurularak Kazakistan’da her yıl toplanmalıdır.
14) Türk Teknofest Festivali her yıl Türkiye’de yapılmalıdır.
15)Türk Dünyası Yüksek Öğrenim Kurumu kurulmalı, Türk Dünyasındaki üniversitelerin denkliği için üniversitelerde ıslah çalışmaları yapılmalıdır.
16) Türk Dünyası Hekimler Birliği Kurularak her yıl Azerbaycan’da biraraya gelmelidir.
17) Türk Dünyası Bilim Ödülleri düzenlenmeli ve iki yılda bir yapılan Turan Kurultayında sahiplerine takdim edilmelidir.
18) Türk Dünyası Film Festivali ve Türk Dünyası Erovizyon Müzik yarışmaları dönüşümlü olarak Kırgızistan’da birer yıl arayla yapılarak dereceye girenlere ödülleri verilmelidir.
19) Merkezi İstanbul’da olan Türk Dünyası Belediyeler Birliği “iş birliği-güç birliği” kapsamında genişletilerek, en küçük belediyelere kadar bütün Türk Dünyasını kapsayacak şekilde dizayn edilmelidir.
20) Türk Dünyası Kültür, sanat, edebiyat çalıştayları yapılarak Türk Dünyasının ortak değerleri, özellikle Dede Korkut, Nasrettin Hoca, Atilla, Timur, Uluğ Bey, Ali Kuşçu gibi önemli şahsiyetler anlatılmalıdır.
21) “Tarihini bilmeyen milletlerin coğrafyasını başkaları çizer” düsturuyla, Türk Dünyası ortak tarihi yeniden yazılmalıdır. Bunun İçin “Millî Tatihçiler Şurâsı” âcilen kurulmalıdır.
22) Başta Doğu Türkistan olmak üzere Musul-Kerkük, Kıbrıs, Kırım, Batı Trakya gibi Türk Bölgelerinin statüleri uluslararası platformlarda sürekli dile getirilerek, layık oldukları konuma gelene kadar dünya gündeminde kalmaları sağlanmalıdır.
Bütün dünya bilmelidir ki, 21. Yüzyıl Türk Asrı Olacaktır.
Turan Kurultayı Bilim Kurulu
TURAN KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ..
Budapeşte, 13.08.2022