According to the Türk Dil Kurumu Güncel Sözlük the concept of addiction is dependent on the will, power or help of something else, having no freedom or autonomy, being subject to someone or something excessively materially or spiritually, such as cigarettes, drugs, etc. It is defined as being extremely fond of bad habits and addicted. The Cinderella complex, introduced to literature by Colette Dowling, expresses a woman's fear of independence. Trying to explain various reasons why women feel this fear, Dowling suggests that the problem begins in childhood. Being always protected and learning that she is not responsible for her own life makes the existence of the other necessary for the woman. It is seen that the woman caught in the Cinderella complex does not recognize herself, cares about the happiness of others more than her own happiness, accepts being marginalized, clings to the role of the good woman, is dependent on the relationship rather than the person, and desires to live under a shell.
It can be stated that Halide Edib Adıvar, who tried to create an ideal woman image in most of her novels, placed the main character Handan into the ideal woman mold in her novel Handan, published in 1912. Presenting Handan to the reader from different people's perspectives makes it possible for the reader to get to know Handan from different perspectives. The fact that Handan is the ideal woman in terms of her personal development, but experiences fluctuations between the mind-heart-body trio in terms of love, forms the basis of the novel. Handan's capture of the Cinderella complex occurs because of certain stages. In this study, the novel Handan will be subjected to a methodological analysis in the context of the Cinderella complex.
Türk Dil Kurumu Güncel Sözlüğe göre bağımlılık kavramı başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi/ bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan/ sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkün, müptela olarak tanımlanır. Colette Dowling tarafından literatüre kazandırılan Sindirella kompleksi ise kadının bağımsızlık korkusunu ifade etmektedir. Kadının bu korkuyu duymasını çeşitli nedenlerle açıklamaya çalışan Dowling sorunun çocuklukta başladığını ileri sürer. Her daim korunmak, kendi yaşamından kendisinin sorumlu olmadığını öğrenmek kadın için bir ötekinin varlığını zorunlu hale getirir. Sindirella kompleksine yakalanan kadının benliğini tanımadığı, kendi mutluluğundan çok bir ötekinin mutluluğunu önemsediği, ötekileştirilmeyi kabul ettiği, iyi kadın rolüne tutunduğu, kişiden çok ilişkiye bağımlı olduğu, bir kabuk altında yaşamayı arzuladığı görülür.
Romanlarının büyük bir çoğunluğunda ideal kadın imajı oluşturmaya çalışan Halide Edib Adıvar’ın 1912 yılında yayımlandığı Handan adlı romanında da ana karakter Handan’ın ideal kadın kalıbının içine yerleştirdiği ifade edilebilir. Handan’ın farklı kişilerin bakış açısından okura sunulması okurun Handan’ı farklı perspektiflerden tanımasını olanaklı hâle getirir. Handan’ın kişisel gelişimi noktasında ideal kadın olması ancak aşk hususunda akıl-kalp-beden üçlüsü arasında gelgitler yaşaması romanın temini oluşturur. Handan’ın Sindirella kompleksine yakalanması belli aşamalar neticesinde gerçekleşir. Bu çalışmada Handan adlı roman Sindirella kompleksi bağlamında bir metodolojik analize tabi tutulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 |