Anlatım ile birlikte betimleme romanın iki temel kompozisyon boyutundan birisini oluşturmaktadır. Yazarlar genellikle görünür kılmak ya da dikkatleri çekmek istedikleri öğeleri ve olayları romanlarında betimleyerek okura sunmaktadırlar. Bununla birlikte betimlemelerdeki işlevsellik bir edebi ekolden diğerine veya bir yazardan diğerine değişebilmektedir. Romantik ekol yazarları için betimlemelerde temel işlev kahramanların duygularını veya tutkularını anlatma aracı olmaları iken, gerçekçi ve doğalcı yazarların yapıtlarındaki betimlemelerin temel işlevi toplumsal koşullara ve insanların durumlarına ayna tutmak olarak belirtilebilir. 1950’lerden sonra ortaya çıkan Yeni Roman Ekolü yazarlarının romanlarında ise betimlemelerin daha farklı amaçlara yönelik yapıldığı ve farklı boyutlar içerdiği görülmektedir. Bir başka deyişle romanlarda betimlemelerin doğası ve işlevleri değişmiştir.
Yeni Roman Ekolü yazarları ve ekolün kuramcıları arasında yer alan Alain Robbe-Grillet romanlarında betimleme boyutuna geniş yer vermektedir. Zira ona göre, betimleme yapmaksızın sadece anlatıma dayalı bir roman yazmak, anlatıma yer vermeden betimlemeye dayalı bir roman yazmaktan çok daha güçtür. Kısaca belirtmek gerekirse romanda betimleme boyutunu önceleyen yazarlardan birisidir.
Labirentte (Dans le Labyrinthe) adlı romanda Robbe-Grillet romanın başından sonuna kadar betimlemelerini sürdürmektedir. Yazar betimlemelerini romanın başında ve bir seferde yapmayıp, aynı nesne veya kişinin betimlemesini birçok kez ve parça parça sunmaktadır. Dolayısıyla aynı nesne ya da kişi hakkında durağan bir betimleme değil, değişken bir betimleme söz konusudur. Nesnenin konumu veya kişinin pozisyonu betimlemelerde odak noktasını oluşturmaktadır. Romancının yapıtında ağırlığı nesne betimlemelerine verdiği söylenebilir. Nesneleri betimlerken Robbe-Grillet onları, şekil, renk, madde gibi özellikleri ile sunmakta, ancak nesnenin kendi özelliği dışında onlara sembolik anlamlar veya işlevler yüklememeye özen göstermektedir. Durum böyle olunca, ev eşyaları ve kıyafetler yanında ağırlıklı olarak insanların günlük yaşamında pek de önem taşımayan nesneleri sıkça ve ayrıntılı olarak betimlemektedir. Kişi betimlemelerine gelince, yazar kahramanlarını aile bağları, baştan ayağa fiziksel portreleri, karakterleri, statüleri veya yaşam koşulları ile okura sunmamaya özen göstermektedir. Roman sonuna kadar bir isimden bile yoksun olarak tanıtılan kişiler, psikolojileri ya da tutkuları ile değil daha çok bilinç evrenleri ile betimlemelerde yer almaktadırlar. Kişiler ete kemiğe bürünmüş canlı kişiler olarak değil de adeta bir resmi ya da karikatürü anımsatan bir boyutta sunulmaktadır. Geleneksel romanlardaki betimlemelerde dikkat çeken kişi-nesne özdeşleşmesine de Labirentte romanında rastlanmamaktadır. Zira nesne betimlemeleri, ona sahip olan kişilerin sosyo-ekonomik koşulları üzerine herhangi bir işlevsellik içermemektedir. Robbe-Grillet’nin nesne ve kişi betimlemelerini yaparken modern gerçekçilik anlayışı doğrultusunda hareket ettiği görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 19 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 39 |