As water is all the life source of living, it is also a crucial element of the history of civilisation.
Because of this, the development of water facilities throughout the history provides important
clues about the state of the level of civilisation. Although old Istanbul, which is a historic peninsula
is surrounded by water on three sides, it is not a lucky city in terms of drinking water. As a
consequence, not having enough drinking water has been a problem in every period of history.
The Ottoman Empire had found a solution by setting dam that is named “bend” in front of rivers
and streams to slow or prevent the rapid run-on of irrigation water so that water is accumulated
and distributed to fountains and kiosks (which were built for the dispensing of free drinking
water.) in different points of the city by transmission lines. The dam which were built by the
Ottoman Empire and still standing in our time were built mainly by Sultans of the Ottoman
Empire and their family members as a wakf instuition in order to gain reward from God. Sultan
III. Selim’s mother, Mihrişah Vâlide Sultan was one of those family members who had a “bend”
built in Istanbul, Sariyer by using her own budget in order to gain reward from God. This bend
was later to be called with her name; Mihrişah Vâlide Sultan Water “Bend”.
Bütün canlıların hayat kaynağı olan su, medeniyet tarihinin vazgeçilmez unsurudur.
Bundan dolayıdır ki tarih boyunca su tesislerindeki gelişmişlik, devletlerin
medeniyet düzeyleri hakkındaki en önemli ipuçlarından biri olmuştur. Eski
İstanbul, üç tarafı sularla çevrili tarihî bir yarımada olmasına rağmen içme
suyu bakımından şanslı bir şehir değildir. Dolayısıyla su ihtiyacı, tarihin her
döneminde şehrin başta gelen sıkıntılarından biri haline gelmiştir. Osmanlı Devleti,
su ihtiyacını karşılamak için nehir ve dere gibi yüzey sularının önlerine
“bend” adı verilen setler çekerek suları buralarda biriktirmiş, şehrin belirli
noktalarına yaptıkları maksemlerden, isâle hatlarıyla çeşmelere ve sebillere su
vermiştir. Osmanlı Devleti’nde varlığına şahit olduğumuz bentlerin başta
padişahlar olmak üzere hânedân üyeleri tarafından hayır kazanmak amacıyla, vakıf
olarak inşa edildiği bilinmektedir. Padişah
III. Selim’in annesi Mihrişah Vâlide Sultan da hayır kazanmak gayesiyle kendi
bütçesinden günümüzde İstanbul’un Sarıyer İlçesi’ne bağlı Bahçeköy Beldesi’nde,
daha sonra kendi ismiyle anılacak olan bir bent yaptırmıştır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 18 Sayı: 34 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
SAUIFD bilginin yayılması ve zenginleşmesi için Açık Erişim Politikasına uymaktadır.