Öz
Sinema ve mimarlık, mekânın kurgusallığa ve kullanıcı ihtiyaçlarına bağlı olarak oluşmasını gerektiren
disiplinlerdir. Kurgunun ayrılmaz parçaları mekân ve beden, hareket çerçevesinde olgunlaşır. Bedenin
hareketi mekânın biçimlenmesini sağlarken, oluşan mekân bedene hareketi hatırlatır. Hareket,
mekânı farklı duygular uyandıracak biçimde etkili kullanan sinema ile mekân üreten mimarlığın
kesişimine izin verir. Bu noktada hareketi kısıtlanan engelli bedeni konu alan filmlerde mekânların
nasıl deneyimleneceği sorusu belirir. Bu çalışmanın amacı, tekerlekli sandalyenin mekân ve hareket
kavramlarıyla kurduğu ilişkinin, mimari üretime katkılar sağlayan ve mekânı çok yönlü kullanan
sinemasal ortam üzerinden irdelenmesidir. Çalışma, tekerlekli sandalyeli bireyin yaşam mekânını
irdeleyen bir film üzerinden engellilik izlerini ele almaktadır. Seçilen film ‘Koolhaas Ev Yaşamı’
(Koolhaas Houselife, 2008, Ila Beka ve Louise Lemoine), alışılagelmişin dışında, tekerlekli sandalyenin
hiç görünmediği, ancak mekânsal izlerin mimari ve sinemasal temsiliyeti üzerine aktarımların söz
konusu olduğu bir kurgusallık içermektedir. Beyaz perde aracılığıyla engelli yaşamların varlığına
tanıklık etme ve mekânlardaki mimari izleri fark etme durumu beklenmektedir.