Gerçek anlamda bir kalkınma ancak, insanların yaşamlarını özgür bir biçimde sürdürebildikleri bir toplum içerisinde gerçekleşebilir. Yalnızca gelir artışının veya çıktı düzeyinin artırılmasını içeren iktisadi bir anlayış, böylesi bir süreci açıklamada yetersiz kalır. Gelir artışı, tek başına insani yoksunluğu açıklayamaz çünkü insanların tercihleri, iktisadi refahın çok ötesindedir. Amartya Sen’in “kapasite yaklaşımı”, insan merkezli bir kalkınma anlayışının felsefi ve kavramsal altyapısını oluşturur. Merkezine insanı alarak, onun temel kapasitelerine ve özgürlüklerine odaklanan insani gelişme yaklaşımı da, bu bağlamda yeni bir kalkınma anlayışının önerilmesinde ve bu kalkınma sürecinde önemli bir yer tutar. Bu çalışma da bu anlayışın gelişimi ve içeriğinin incelenmesini içerir
Actual development can eventuate only in a society where the focus is enriching human lives. An approach, which focuses the expansion of income or economic outcomes, is inadequate to explain such a process; a high income by itself was no defense against human deprivation, because many human choices extend far beyond economic well-being. Amartya Sen’s influential “capability approach” constitutes the philosophical and conceptual foundation of a human centered development view. There, human development approach stands as a considerable progress in development. This approach focuses on people’s basic capabilities and their freedom by putting them in center of its analysis. Then, this study includes the investigation of the contents and development of this approach.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2017 |
Gönderilme Tarihi | 8 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 25 Sayı: 31 |