Bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin zirve noktasına ulaştığı günümüzde, insanın kendisini doğanın tüm unsurlarını etkileyebilen tek aktör olarak görmesinin olağan olduğu söylenebilir. Ancak insan zihninde yerleşik olan bu algının tarihi oldukça yenidir ve yalnızca birkaç yüzyıl öncesine dayanır. Kopernik Devrimi ile insan, kendisini evrenin merkezî öznesi olarak ilan etmiş ve bu anlayış, insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu süreçte, felsefi bir kavram olan öznellik, zamanla siyasi bir kavram olan yurttaşlığa dönüşmüş ve yurttaşlık, siyasi, ekonomik ve kültürel ihtiyaçlara bağlı olarak sürekli yeniden şekillenmiştir. Son dönemde ekolojik yurttaşlık, insanın doğadaki rolünü ve doğayla ilişkisini yeniden değerlendiren bir model olarak akademik tartışmaların merkezinde yer almaya başlamıştır. Kendini uzun süre evrenin tek öznesi olarak gören insanın, artık ekolojik yurttaşlık gibi bir kavramı tartışıyor olması, doğa karşısındaki sınırlılıklarını ve doğayla karşılıklı bağımlılığını fark ettiğini göstermektedir. Dolayısıyla bu çalışma, doğanın insanlık tarafından inşa edilen kültürel ve siyasi alanları nasıl şekillendirdiğini ekolojik yurttaşlık çerçevesinde analiz etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çevre Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Şubat 2025 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Şubat 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 1 Sayı: 7 |