Bu çalışmada Kolombiyalı yazar Gabriel García Márquez’in nobel ödüllü eseri Kırmızı Pazartesi aracılığıyla edebiyat ve psikanaliz ilişkisi irdelenecektir. Bilinçdışının bilinçli sürdürdüğümüz yaşama ne derece müdahale ettiği ve bireyin bilinç dünyasında nasıl bir rol oynadığı sorularına yanıtlar aranacaktır. Bilinçdışının kapılarını aralama amacındaki büyülü gerçekçilikte gerçek ve gerçekdışı, sıradanla sıra dışı hiçbir şaşkınlık yaratmadan bir arada yer alır. Sigmund Freud’un psikanalize açılan en önemli kapı olarak tanımladığı düşte ise; olağan ve olağandışı arasındaki sınırlar kalkar; bilinç ve bilinçdışı iç içe geçip fantastik bir gerçeklik sunar. Büyülü gerçekçilik düşsel işlevin edebiyattaki yansımasıdır ve sosyal antropoloji, felsefe, psikoloji gibi insana ve topluma dair bilimlerden beslenmektedir. Bu kuramsal temeller sayesinde büyülü gerçekçi eserler okurun bilinçdışının uyarılmasını sağlayacak imgelerle zenginleştirilmiş, düşsü, dinsel ve mitsel bir kurguya sahip olabilmektedir. Çalışmaya konu olan eser kitle psikolojisi, ırksal bilinçdışı, içgüdüler, nesne yitimi, düşler ve imgeler başlıkları altında, büyülü gerçekçi akım çerçevesinde ele alınacak; yazar, okur, içerik ve biçim açısından psikanalitik değerlendirmesi yapılacaktır.
Bölüm | İçindekiler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 10 Sayı: 1 |
Adres: Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Telefon: 0276 221 21 60 Faks :0276 221 21 61
E-posta: sosyaldergi@usak.edu.tr