Mersin, Türkiye'nin güneyinde bulunan bir liman kentidir. Mersin bölgesi nüfusunun büyük bir kısmını Türkmenler (Yörükler) ve Araplar oluşturmaktadır. Ayrıca bu bölgede çok sayıda Ermeni, Rum ve Giritli ailenin yaşadığı bilinmektedir. Etnik çeşitliliğin hayatın her alanında olduğu gibi bölge halkının beslenme alışkanlıkları ve mutfak kültürleri üzerinde de etkileri bulunmaktadır. Geçmişten gelen beslenme alışkanlıklarının bir kısmı halen devam etmekteyken bir kısmı zamana uyum sağlayamamış ve unutulmuştur. Tantuni, Silifke yoğurdu, Yüksük çorbası, Batırık, Kerebiç ve Cezerye gibi lezzetler Mersin ili ile özdeşleşmiş, oldukça önemli gastronomik ürünlerdir. Bu çalışmada, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, otlar, meyve ve sebze ürünleri, baklagiller ve tahıl ürünleri, hamur işleri ve bazı tatlılar alt başlıkları ile Mersin ilinin yöresel lezzetleri derlenmiştir. Mersin ilinin mutfak kültürünün yaşatılması ve sürdürülebilirliği için tanıtılmasına katkı sunulmaya çalışılmış ve bu konuda yapılan çalışmaların arttırılması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiği düşünülmektedir.
Mersin is a port city which is in the south part of Turkey. Most of the population of Mersin region consists of Turkmen (Yoruks) and Arabs. Furthermore, it is known that many Armenian, Greek and Cretan families have been living in this region. Ethnic diversity had effects on nutritional habits and culinary cultures of the people of the region like every part of life. Some of the nutritional habits comes from the past still continue but some of them could not adapt to time and were forgotten. Tastes such as Tantuni, Silifke yogurt, Yüksük soup, Batırık, Kerebiç and Cezerye are very important gastronomic products identified with Mersin province. At this work, Mersin province’s regional tastes were given with subheadings as milk and milk products, meat and meat products, herbs, fruit and vegetable products, legumes and cereal products, pastries and some desserts. It has been tried to contribute to the promotion of the culinary culture of Mersin for the survival and sustainability of it, and it is thought that the studies on this subject should be increased and transferred to the next generations
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Gıda Mühendisliği |
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Aksi belirtilmediği sürece, bu sitedeki içerik Creative Commons Attribution 4.0 International lisansı ile lisanslanmıştır. (CC-BY-NC 4.0)